niçin ibadet ederiz kısaca anlatınız

Cevap 2. Melekler insanlar ve cinler gibi Allah’a (c.c) ibadet ve O’nu (c.c) tesbih etmek için yaratılmışlardır. Ve aynı zamanda melekler şuur sahibi olduklarından, Allah’ın (c.c Niçinibadet ederiz? Açıklayınız. Soru: Niçin ibadet ederiz? Açıklayınız. Cevap: Allah’a kul olabilmek için. Bizi yaratan Rabbimiz hangimizin daha iyi kulluk yapacağını sınamak amacıyla yaratmıştır. Evrende var olan bütün varlıklar ibadet etmek kulluk için yaratılmıştır. KONU 2. İbadetle İlgili Kavramları Öğreniyoruz (Farz, vacip, sünnet) 1. Müslüman olmak: Dini İslam olmak. 2. Akıl sahibi olmak: Akıl sağlığı, yaptığını bilmeyecek kadar bozuk olmamak. 3. Ergenlik çağına gelmiş bulunmak: Çocukluk çağını bitirmiş olup delikanlılık ve genç kızlık çağına girmiş olmak. Bu üç Kerimin inanç, ibadet, ahlak ve gündelik yaşamla ilgili kurallarının öğrenilmesine bağlıdır. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’in gerek lafız yönüyle, gerekse anlamca öğrenilmesi esastır. Hz.Muhammed’e indirilen son ilahi kitabın dili Arapçadır. Kur’an-ı Kerim’i doğru Allah'a yakın olmak, onun sevdiği ve razı olduğu bir kul olmak için dua ederiz. Alah'ın verdiği nimetlere şükretmek için dua ederiz. Kötülüklerden, bela ve afetlerden korunmak için dua ederiz. İyi bir insan olmak, güzel ahlak ve davranışlara sahip olmak, doğru yoldan ayrılmamak için dua ederiz. Site De Rencontres Gratuit Pour Les Femmes. ibadet nedir ibadet niçin edilir ibadet etmek ile ilgili bilgiler burada melekler. Dünya üzerinde milyardan fazla müslüman var melekler Bu güzel dinin mensupları olan bizler, elimizden geldiğince dini vazifeler konusunda hassas olmalı ve yerine getirmeye çalışmalıyız. İslami bilgiler bölümümüzde ayrıntılarıyla yer verdiğimiz dini vazifelerimiz, Allah 'a şükretmek için yaptığımız ibadetlerimizdir. İbadet niçin ederiz sorusunun ayrıntılı cevabını ise aşağıda ki makalede bulacaksınız... İbâdet, bizi ve bütün mevcûdatı yoktan var eden ve her an görünür görünmez kâzalardan, belâlardan koruyan ve her an çeşitli ni’metler, iyilikler vererek yetiştiren Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yerine getirmektir O’na hizmette kusur etmemeye çalışmaktır Allahü teâlânın sevgisine kavuşmuş olan Resûllere, Nebîlere, velîlere, âlimlere benzemeye özenmektir Herkese her ni’meti gönderen, yalnız Allahü teâlâdır Her şeyi var eden, ancak O’dur Her varlığı, her an varlıkta durduran hep O’dur Kullardaki üstün ve iyi sıfatlar, O’nun lütfu, ihsânıdır Hayatımız, aklımız, bilgimiz, gücümüz, görmemiz, işitmemiz, söyleyebilmemiz, hep O’ndandır Saymakla bitirilemiyen çeşitli ni’metleri, iyilikleri gönderen O’dur İnsanları güçlüklerden, sıkıntılardan kurtaran duâları kabul eden, dertleri, belâları gideren O’dur Rızıkları yaratan, ulaştıran yalnız O’dur İhsânı o kadar boldur ki, günah işleyenlerin rızkını kesmiyor Günahları örtmesi o kadar çoktur ki, emrini dinlemiyen, yasaklarından sakınmıyan azgınları, herkese rezil ve rüsvâ etmiyor ve namus perdelerini yırtmıyor Kimseden bir şey esirgemiyor Bütün ni’metlerinin en üstünü, en kıymetlisi olarak da doğru yolu, saâdet ve kurtuluş yolunu gösteriyor Yoldan sapmamak, Cennete girmek için teşvik buyuruyor Cennetteki sonsuz ni’metlere, bitmez tükenmez zevklere ve kendi rızâsına, sevgisine kavuşabilmemiz için, sevgili Peygamberine uymamızı emrediyor İşte, Allahü teâlânın ni’metleri güneş gibi meydandadır Başkalarından gelen iyilikler, yine O’ndan gelmektedir Başkalarını vasıta kılan, onlara iyilik yapmak isteğini veren, onlara iyilik yapabilecek gücü, kuvveti veren, yine O’dur Bunun için, her yerden, herkesten gelen ni’metleri gönderen hep O’dur O’ndan başkasından iyilik, ihsân beklemek, emânetçiden, emânet olarak bir şey istemeye ve fakirden sadaka istemeye benzer Bu anlatılanların, yerinde ve doğru olduğunu, herkes kolayca anlar Çünkü, anlatılanlar, meydanda olan, düşünmeye bile lüzum olmıyan bilgilerdir İnsanın, bu ni’metleri gönderen Allahü teâlâya, gücü yettiği kadar şükretmesi, insanlık vazifesidir Aklın emrettiği bir vazife, bir borçtur Fakat Allahü teâlâya yapılması gerekli bu şükrü yerine getirebilmek, kolay bir iş değildir Çünkü insanlar, yok iken sonradan yaratılmış, zayıf, muhtaç, ayıplı, kusurludur Allahü teâlâ ise, hep var, sonsuz vardır Ayıplardan, kusurlardan uzaktır Bütün üstünlüklerin sahibidir İnsanların Allahü teâlâya hiçbir bakımdan benzerlikleri, yakınlıkları yoktur Böyle aşağı kullar, öyle bir yüce Allahın şanına yakışacak bir şükür yapabilir mi? Çünkü, çok şey vardır ki, insanlar onları güzel ve kıymetli sanır Fakat, Allahü teâlâ, bunları kötülük bilir ve beğenmez Saygı ve şükür sandığımız şeyler, beğenilmiyen bayağı şeyler olabilir Bunu içindir ki, insanlar, kendi kusurlu akıllları, kısa görüşleri ile Allahü teâlâya karşı şükür, saygı olabilecek şeyleri bulamaz Şükür etmeye, saygı göstermeye yarayan vazifeler, Allahü teâlâ tarafından bildirilmedikçe, övmek sanılan şeyler, kötülemek olabilir İşte, insanların Allahü teâlâya karşı kalb, dil, ve beden ile yapmaları ve inanmaları lâzım olan şükür borcu, kulluk vazifeleri, Allahü teâlâ tarafından bildirilmiş ve O’nun sevgili Peygamberi tarafından ortaya konmuştur Allahü teâlânın gösterdiği ve emrettiği kulluk vazifelerine “İslâmiyet” denir Allahü teâlâya şükür, O’nun Peygamberinin getirdiği yola uymakla olur Bu yola uymayan, bunun dışında kalan hiçbir şükrü, hiçbir ibâdeti, Allahü teâlâ kabul etmez, beğenmez Çünkü insanların iyi, güzel sandıkları çok şey vardır ki, İslâmiyet, bunları beğenmemekte, çirkin olduklarını bildirmektedir Demek ki, aklı olan kimselerin, Allahü teâlâya şükretmek, ibâdet yapmak için, Muhammed aleyhisselâma uymaları lâzımdır O’nun yoluna İslâmiyet denir Muhammed aleyhisselâma uyan kimse müslümandır Allahü teâlâya şükretmeye, yâni Muhammed aleyhisselâma uymaya da, “ibâdet etmek” denir İslâmiyet iki kısımdır 1- Kalb ile i’tikâd edilmesi, inanılması lâzım olanlar 2- Beden ve kalb ile yapılacak ibâdetler İbâdetlerin en üstünü, en kıymetlisi, “Ehl-i sünnet i’tikâdı’nı öğrenip, îmânının buna uygun olmasına çalışmaktır Îmânını böyle düzelterek, “Bid’at ehli” denilen yetmişiki çeşit bozuk inanıştan kurtulduktan sonra, ibâdetlerde bid’at işlemekten de sakınmalıdır İslâmiyetin emir etmediği ibâdet sanarak yapmaya, “Bid’at” işlemek denir Bid’attan kurtulduktan sonra, “Takvâ”ya sarılmalıdır Takvâ, İslâmiyetin yasakladığı şeylerden, yâni haramlardan sakınmak demektir Takvâ, emirleri yapmaktan daha kıymetlidir Emirleri yapmaya ve haramlardan sakınmaya ibâdet etmek denir İbadetimiz temelinde Allah’ın bize verdiği nimetlere şükretmek, yaşamımıza sağlığımıza karşı ibadetle karşılık vermektir. Allah’a kulluk vazifesinde bulunarak görevimizi yerine getiririz. Ahiret hayatını güzelleştirmek için çaba göstererek rabbimizin bizden istediklerini yerine getirmeliyiz. Vazife olarak sorumlulukları üzerimize almalı, ahiret hayatımız için çalışmalı çabalamalı kazanmalıyız. İbadet Müslümanların en önemli vazifelerindendir. İbadet etmek sağlık problemlerini önleyecek faydalara sahiptir. Temizlik, giyim, bakım, yaşam açısından kişiyi korumaktadır. Namaz kılmak, oruç tutmak, gusül abdesti almak vücut sağlığı için önemlidir. Kulluk vazifelerimizi yerine getirerek ahiret hayatımıza cennetin kapılarını arayabiliriz. İbadet etmek berekettir, hayırdır, güzelliktir bize istediklerimizi getirir. Oruç tutmak bilimsel anlamda da bizim için önemli olmaktadır. Yapılan her ibadette sağlığımızı güçlendirdiğinden dolayı daha uzun ömürlü yaşarız. Yaratıcımız olan Allah’a karşı yapılan en ufak ibadetler dahi ruhen mutluluğumuza neden olur. Dünya hayatı çok kısa gün gelip bitecek ahiret hayatının ebedi olması kulluk vazifemizi en doğru şekilde yerine getirmemizi gerektirir. İbadet sadece ibadet etmek, oruç tutmak değil sokakta yerdeki bir taşın dahi alınarak iyilik yapılmasıdır. Yardıma ihtiyacı olan bir insana uzanacak yardım eli cennetin kapılarını aralayarak manevi olarak huzura kavuşmamızı sağlar. Başa dön tuşu İBADET İbadet, Allah'a tâzim ve saygı göstermek ve O'nun verdiği nimetlere karşı şükran borcunu yerine getirmektir. Niçin İbadet Ediyoruz Bizi yoktan var eden ve yaşatan Allah'tır. Yüce Allah; Vücudumuzu, gören gözler, işiten kulaklar ve konuşan dil gibi mükemmel organlarla donattı. Diğer canlılardan farklı olarak bize akıl verdi ve varlıklar arasında seçkin bir duruma yükseltti. Bunlardan başka, yaşayabilmemiz için teneffüs ettiğimiz havadan, içtiğimiz suya kadar sayısız nimetler verdi. Ayrıca bizi yalnız bırakmadı, Peygamberler ve kitaplar göndererek dünyada ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösterdi. Bütün bu iyiliklere karşılık Allah bizden kendisini tanımamızı ve ona ibadet etmemizi istemektedir. Şöyle bir düşünelim Çok iyiliğini gördüğümüz bir büyüğümüze karşı saygı gösterir iyiliklerine teşekkür ederiz. Bize bir görev verse seve seve yaparız değil mi? Öyle ise, bizi yoktan var eden ve sayılamayacak kadar nimetler veren Yüce Allah'a karşı teşekkür etmek ve emrettiği ibadetleri seve seve yapmak gerekmez mi? Elbette gerekir. Yaradılışımızın gayesi Allah'ı tanımak ve ona ibadet etmektir. İbadet görevlerini yaptığımız takdirde hem Allah'ın verdiği nimetlere karşı teşekkür borcunu yerine getirmiş oluruz, hem de O'nun sevgisini kazanırız. Eğer biz Allah'a karşı ibadet vazifelerini yerine getirir, O'nun sevgisini kazanırsak, Allah, bize dünyadaki nimetlerinden çok daha fazlasını ahirette verecek ve bizi cennette sonsuz mutluluğa kavuşturacaktır. İbadet Çeşitleri İbadetler üç çeşittir 1– Beden ile Yapılan İbadetler Namaz kılmak, oruç tutmak gibi. Beden ile yapılan ibadetleri her müslümanın kendisi yapması gerekir. Başkasını vekil etmesi caiz değildir. Bir kimse başkasının yerine namaz kılamaz, oruç tutamaz. 2– Mal İle Yapılan İbadetler Zekât vermek ve kurban kesmek gibi. Bir kimse mal ile yapılan ibadetlerde başkasını vekil edebilir. 3– Hem Mal, Hem de Beden İle Yapılan İbadet Hac vazifesi böyle bir ibadettir. Parası olduğu halde hacca gidemiyecek derecede sakat, hasta ve çok yaşlı kimseler, kendi yerine bir başkasını bedel olarak hacca gönderebilir. İbadetin Faydaları Bedenimizin gerekli gıdalara ihtiyacı olduğu gibi rûhumuzun da gıdaya ihtiyacı vardır. Rûhun gıdası iman ve ibadetlerdir. İbadet, rûhumuzu yükseltir, bizi kötülüklerden sakındırır, ahlâkımızı olgunlaştırır, en değerli varlığımız olan imanımızı korur. Hayatta insanın çeşitli sıkıntılarla karşılaşıp ümitsizliğe ve bunalıma düştüğü zamanlar olur. Böyle durumlarda insan ibadetle bunalımdan kurtulur. Çünkü insan ibadet sayesinde Allah'a yaklaşır. O'nun rahmetine sığınır ve huzura kavuşur. İbadetlerin, rûhumuza olduğu gibi bedenimize de birçok faydası vardır. Namaz kılan insan abdest almak zorundadır. Abdest almak, günde birkaç defa temizlenmek demektir. Temizliğin ise sağlığımız için ne kadar yararlı olduğunu hepimiz biliriz. Namaz kılarken yapılan belirli hareketlerin, oruçta sindirim sistemi ile bazı organların dinlenmesinin vücut sağlığına önemli faydalar sağladığı bir gerçektir. Zekât ibadetinin sosyal yardımlaşma yönünden topluma kazandırdığı birçok yararları vardır. İman İle İbadet Arasındaki İlişki Bir müslüman, dinin hükümlerini inkâr etmedikçe ve kalbinde iman bulunduğu sürece ibadet yapmasa bile dinden çıkmaz, kafir olmaz, yine müslümandır. Ancak, Allah'ın emri olan ibadet görevlerini yerine getirmediği için günah işlemiş ve cezayı hak etmiş olur. İbadetler, imanın olgunlaşmasını ve güçlenmesini sağlar. Ahirette cezadan kurtulmamıza ve cennet nimetlerine kavuşmamıza vesile olur. Sade bir imanla yetinip ibadetleri terketmek imanın zayıflamasına ve giderek iman nurunun sönmesine sebep olur. İbadet yapılmadığı takdirde, iman ışığı açıkta yanan lamba gibi korumasız kalır. Günün birinde sönebilir. İmanın yok olması, müslümanın cennetin anahtarını kaybetmesi demektir. Bu sebeple ibadetlerin, imanımızın korunmasında ve cennette sonsuz hayata kavuşmamızda çok önemli yeri vardır. blueyes çevrimdışı Alıntı Yaparak Cevapla KÜNYE HAKKIMIZDA HARİTA YASAL ARA İLETİŞİM ANASAYFA TEMEL DİNİ BİLGİLER Kısaca İbadet Nedir? Niçin İbadet Ediyoruz? İbadet nedir, niçin ibadet ediyoruz? İbadetin amacı nedir?İbadet ne demektir? İbadetin amaç ve gayesi... İbadet Nedir? İbadet, Allah’a tâzim ve saygı göstermek ve onun bize verdiği sayısız nimetlere karşı şükran borcunu yerine getirmektir. Niçin İbadet Ediyoruz? Bizi yoktan var eden ve yaşatan Allah’tır. Yüce Allah; Vücudumuzu, gören gözler, işiten kulaklar ve konuşan dil gibi mükemmel organlarla donattı. Diğer canlılardan farklı olarak bize akıl verdi ve varlıklar arasında seçkin bir duruma yükseltti. Bunlardan başka, yaşayabilmemiz için teneffüs ettiğimiz havadan, içtiğimiz suya kadar sayısız nimetler verdi. Ayrıca bizi yalnız bırakmadı, Peygamberler ve kitaplar göndererek dünyada ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösterdi. Bütün bu iyiliklere karşılık Allah bizden kendisini tanımamızı ve ona ibadet etmemizi istemektedir. Şöyle bir düşünelim Çok iyiliğini gördüğümüz bir büyüğümüze karşı saygı gösterir iyiliklerine teşekkür ederiz. Bize bir görev verse seve seve yaparız değil mi? Öyle ise, bizi yoktan var eden ve sayılamayacak kadar nimetler veren Yüce Allah’a karşı teşekkür etmek ve emrettiği ibadetleri seve seve yapmak gerekmez mi? Elbette gerekir. Yaradılışımızın gayesi Allah’ı tanımak ve ona ibadet etmektir. İbadet görevlerini yaptığımız takdirde hem Allah’ın verdiği nimetlere karşı teşekkür borcunu yerine getirmiş oluruz, hem de onun sevgisini kazanırız. Eğer biz Allah’a karşı ibadet vazifelerini yerine getirir, onun sevgisini kazanırsak, Allah, bize dünyadaki nimetlerinden çok daha fazlasını ahirette verecek ve bizi cennette sonsuz mutluluğa kavuşturacaktır. İslam ve İhsan PAYLAŞ İslam ve İhsan İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh katında dîn İslâm’dır …” Âl-i İmrân, 19 buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan böyle bir dîn aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” Âl-i İmrân, 85 ... Peygamber Efendimiz Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret hac etmendir” buyurdular. “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular. İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir. Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Muvatta’, Kader, 3. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir. Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307 Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” er-Rad, 28 Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir. İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal ilm-i hâl sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. Erkam Medya © islam&ihsan 2013 - 2022 altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz. Tarih - 0953 Güncelleme - 0859İKİNCİ MESELE Ubudiyet, emr-i İlâhîye ve rıza-yı İlâhîye bakar. Ubudiyetin dâîsi emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı Haktır. Semerâtı ve fevâidi uhreviyedir. Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasten istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faydalar ve kendi kendine terettüp eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete münâfi olmaz. Belki zayıflar için müşevvik ve müreccih hükmüne geçerler...Açıklayan Dr. Ahmet Çolak İndirme Linkleri Yükleniyor...

niçin ibadet ederiz kısaca anlatınız