nisa 24 yaşar nuri öztürk

YaşarNuri Öztürk. Yaşar Nuri Öztürk (d. 5 Şubat 1951, Bayburt [2] [5] – ö. 22 Haziran 2016, İstanbul [3] ), Türk İslam felsefesi profesörü, gazeteci, yazar, avukat, televizyon programcısı, siyasetçi ve İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi kurucu dekanı. [6] YaşarNuri Öztürk adlı yazara ait Kur'an Açısından Küresel Afetler kitabı kapıda ödeme, taksit seçenekleri ve %30 indirimli Sözcü Kitabevi'nden satın alabilirsi 125 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo bedava Nisasuresi 24. ayet. Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali. Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikahlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz Deizm (Teofilozofik Bir Tahlil) (Turkish Edition) [Yaşar Nuri Öztürk] on Amazon.com. *FREE* shipping on qualifying offers. Deizm: (Teofilozofik Bir Tahlil) (Turkish Edition) 1590 €. SEPETE EKLE. Kuran'ın Yarattığı Devrimler. Yaşar Nuri Öztürk. 16,00 €. SEPETE EKLE. Kur’an Verileri Işığında Tasavvuf ve Tarikatlar 1-2 (2 Kitap Birarada) Yaşar Nuri Öztürk. 24,90 €. Site De Rencontres Gratuit Pour Les Femmes. 1. Elif, Lâm, Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. İnsanlar, inandık demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Yemin olsun ki biz, onlardan öncekileri de fitne yoluyla denemişizdir. Allah, özüyle sözü bir olanları elbette bilecektir. Ve O, yalancıları da elbette bilecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Yoksa o kötülükleri sergileyenler bizi geçeceklerini mi sandılar! Ne kötü hüküm veriyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Allah’a kavuşmayı umanlara gelince, şu bir gerçek ki, Allah’ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. O, Semî’dir, Alîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Ve kim didinir, gayret sarfederse hiç kuşkusuz kendi benliği lehine gayret sarfetmiş olur. Gerçek olan şu ki, Allah, âlemlere muhtaç olmaktan uzak, mutlak bir Ganî’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Biz insana, anne babasına en güzel bir biçimde davranmasını, şunu söyleyerek önerdik "Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan bir şeyle bana ortak koşman için seninle çekişirlerse, o takdirde onlara itaat etme. Yalnız banadır dönüşünüz. Nihayet ben size yapıp ettiğiniz şeylerin haberini bildireceğim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. İman edip hayra ve barışa yönelik eylemler sergileyenlere gelince, biz onları elbette ki barışseverler arasına koyacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. İnsanlar içinden öylesi vardır ki, "Allah’a inandık" der fakat Allah uğrunda bir eziyete uğratılınca, insanlardan gelen fitneyi Allah’ın azabı gibi tutar. Ve eğer Rabbinden bir yardım gelirse kesinlikle şöyle diyeceklerdir "Biz sizinle beraberdik." Allah, âlemlerin göğüslerindekini en iyi şekilde bilmiyor mu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Allah iman edenleri elbette bilecektir. Ve münafık olanları da elbette bilecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. İnkâr edenler, iman edenlere dediler ki "Bizim yolumuzu izleyin, sizin günahlarınızı biz taşırız." Oysa onlar, iman edenlerin günahlarından hiçbir şeyin taşıyıcısı değillerdir. Gerçek şu ki, onlar tamamen yalancıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Onlar hem kendi yüklerini hem de kendi yükleriyle beraber başkalarının yüklerini taşıyacaklar. Bunda kuşku yok. Kıyamet günü de iftira edip durdukları şeylerden zorlu bir sorguya mutlaka çekileceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Yemin olsun, biz Nûh’u toplumuna gönderdik de o, onların arasında bin yıldan elli yıl eksik kaldı. Sonunda onları tufan yakaladı. Çünkü zalimlerdi onlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Biz, Nûh’u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. İbrahim’i de gönderdik. Toplumuna şöyle demişti "Allah’a kulluk/ibadet edin, O’ndan sakının. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. "Allah’ın berisinden; bir takım putlara tapıyorsunuz, yalan/iftira üretiyorsunuz. Sizin Allah dışında kulluk/kölelik ettikleriniz size hiçbir rızık veremezler. Rızkı Allah katında arayın; O’na kulluk edin, O’na şükredin. O’na döndürüleceksiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. "Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Hiç görmediler mi, Allah, yaratmayı nasıl başlatıyor, sonra onu tekrarlıyor/yeni baştan yapıyor. Kuşkusuz bu, Allah için çok kolaydır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. De ki "Yeryüzünde dolaşın da yaratılışın nasıl başladığına bir bakın. İleride Allah öteki oluşmaya da vücut verecektir. Allah, her şeye Kadîr’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Dilediğine/dileyene azap eder, dilediğine/dileyene rahmet eder. O’na döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Siz ne yerde ne de gökte kimseyi âciz bırakamazsınız. Ve sizin, Allah’tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Allah’ın ayetlerini ve Allah’a varmayı inkâr edenler, işte onlar, rahmetimden ümidi kesmişlerdir. Ve bunlar için acıklı bir azap öngörülmüştür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Toplumunun İbrahim’e cevabı sadece şunu söylemeleri oldu "Bunu öldürün, yahut yakın!" Ama Allah onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda elbette ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. İbrahim dedi "Şu bir gerçek ki, siz dünya hayatında aranızda sevgi oluşturmak için Allah’ın berisinden putlar edindiniz. Sonra, kıyamet gününde birbirinizi tanımaz olacaksınız, bazınız bazınıza lanet edecek. Hepinizin varacağı yer cehennemdir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. O’na Lût iman etti. Ve dedi "Ben Rabbime hicret edeceğim. Kuşkusuz, O, mutlak Azîz, mutlak Hakîm’dir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Biz, İbrahim’e İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik. Onun soyu içine peygamberliği ve Kitap’ı yerleştirdik ve onun ödülünü dünyada verdik. Âhirette de o, elbetteki iyilik ve barış sevenler arasında olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Lût’u da gönderdik. Toplumuna şöyle demişti o "Öyle bir iğrençliğe bulaşıyorsunuz ki, sizden önce âlemlerden bir tek kişi bunu yapmamıştır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. "Erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler sergiliyorsunuz, öyle mi?" Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu "Eğer doğru sözlülerdensen, hadi getir bize Allah’ın azabını!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Lût dedi "Rabbim, şu bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Elçilerimiz, İbrahim’e müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler "Biz şu kentin halkını helâk edeceğiz. Çünkü ora halkı zalim oldular." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. İbrahim dedi "Ama orada Lût var." Dediler "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Elçilerimiz Lût’a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli kolu birbirine dolandı. "Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. "Şu kent halkı üstüne, yaptıkları fenalıklardan ötürü gökten bir felaket indireceğiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Yemin olsun, biz o kentten, aklını işleten bir topluluk için geriye apaçık bir işaret bıraktık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Şöyle dedi "Ey toplumum, Allah’a kulluk/ibadet edin. Âhiret gününe umut bağlayın. Bozgunculuk yaparak ülkenin huzurunu kaçırmayın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Onu hemen yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini o korkunç sarsıntı/korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında diz üstü çömelenler haline geldiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Âd’ı, Semûd’u da böyle yaptık. Bu, onların yurtlarından/meskenlerinden açıkça belli olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süsleyip püslemişti de kendilerini yoldan çıkarmıştı. Oysaki, bakıp görebilen insanlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Karun’u, Firavun’u, Hâmân’ı da öyle yaptık. Yemin olsun, Mûsa onlara açık seçik kanıtlarla geldiği halde, yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ama öne geçemezlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Herbirini kendi günahı ile yakaladık. Bazılarının üstüne taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Bir kısmını, o korkunç titreşimli ses yakaladı. Onlardan, yere batırdıklarımız da oldu. Bazılarını da boğduk. Allah onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar kendi benliklerine zulmediyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Allah’ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi/en zayıfı elbette ki dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Allah, onların, kendisinden başka ne gibi bir şeye yalvardıklarını / kulluk ettiklerini bilir. O’dur Azîz, O’dur Hakîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Allah gökleri de yeri de hak olarak yaratmıştır. Kuşkusuz, bunda, iman sahipleri için mutlak bir mucize vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Kitap’tan sana vahyedileni oku! Namazı da kıl! Çünkü namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah’ın zikri/Kur’an’ı daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Ehl-i kitap’la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla mücadele etmeyin! Onların zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O’na teslim olanlarız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Kitap’ı sana işte böyle indirdik. Kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Şunlar içinden de ona inananlar vardır. Bizim ayetlerimize, gerçeği örtenlerden başkası kafa tutmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Sen bundan önce herhangi bir kitap okumuyordun; onu sağ elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı bâtıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüsleri içinde ayan beyan ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi, zalimlerden başka kimse inkâr etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Dediler ki "Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!" De ki "Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. De ki "Sizinle benim aramda tanık olarak Allah yeter. Göklerde ne var, yerde ne var biliyor O. Bâtıla iman edip Allah’ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğramışların ta kendileridir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Azabı senden çarçabuk istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı. Fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir. Bunda kuşku yok. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Azabı senden acele istiyorlar. Oysa cehennem, o küfre sapanları çepeçevre kuşatmış bulunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Gün olur, azap onları tepelerinden, ayaklarının altından sarıverir ve der "Tadın bakalım, yapıp ettiklerinizi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Ey benim iman eden kullarım! Hiç kuşkusuz, benim yerkürem geniştir. O halde, yalnız bana kuluk/ibadet edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Her can, ölümü tadacaktır; sonra bize döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Onlar ki sabrettiler ve yalnız Rablerine dayanıp güvenmektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Nice hayvanlar var, kendi rızkını taşıyamaz. Allah onları da rızıklandırıyor, sizi de. Semî’dir O, Alîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Onlara "Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim boyun eğdirdi?" diye sorarsan, mutlaka şöyle diyecekler "Allah!" Peki nasıl döndürülüyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayar da ölçülü verip kısar da. Allah herşeyi çok iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Onlara, "Gökten suyu kim indirdi de onunla toprağı ölümünden sonra canlandırdı?" diye sorsan, mutlaka "Allah!" derler. De ki "Hamt Allah’adır. Fakat onların çokları akletmiyorlar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Gemiye bindiklerinde, dini Allah’a özgüleyerek yalvarıp yakarırlar. Fakat Allah onları kurtarıp karaya çıkardığında, bir bakmışsın ortak koşuyorlar; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve birazcık zevklensinler diye... Yakında bilecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar çarpılıp götürülürken Harem’i güven içinde tuttuk. Hâlâ bâtıla inanıp Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Yalan düzüp Allah’a iftira eden, yahut kendisine geldiği zaman hakkı yalanlayan kişiden daha zalim kim vardır? Cehennemde değil midir kâfirlerin barınağı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 1. Elif, Lâm, Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. İşte sana o Kitap! Kuşku,çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ki onlar, gayba inananlar, namazı kılanlardır. Ve kendilerine rızk olarak verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhıreti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Şu bir gerçek ki, o küfre batmış olanları sen korkutsan da korkutmasan da onlar için aynıdır; iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. İnsanlar içinden bazıları vardır, "Allah’a ve âhıret gününe inandık" derler ama onlar inanmış değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Allah’ı ve inanmış olanları aldatma yoluna giderler. Gerçekte ise onlar öz benliklerinden başkasını aldatmıyorlar. Ne var ki, bunun farkında olamıyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Kalplerinde bir hastalık vardır da Allah onları hastalık yönünden daha ileri götürmüştür. Ve onlar için, yalancılık etmiş olmaları yüzünden acıklı bir azap öngörülmüştür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Onlara, "Yeryüzünde bozgun çıkartmayın" dendiğinde, "Tam tersine, bizler barış ve esenlik getirenleriz" demişlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Dikkat edin, gerçekte onlar, bozgun getirenlerin ta kendileridir de bunun bilincinde olmuyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Onlara, "İnsanların inandığı gibi siz de inanın" dendiğinde, "Yani biz de kafası çalışmayan zavallılar gibi inanalım mı?" derler. Haberiniz olsun ki, kafası çalışmayan düşük seviyeliler onların ta kendileridir; fakat bilmiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Bunlar iman etmiş olanlarla yüz yüze geldiklerinde, "îman ettik" derler. Kendi şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise söyledikleri şudur "Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Allah onlarla alay ediyor ve onları, kendi azgınlıkları içinde bocalar bir halde sürüklüyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. İşte bunlar, doğruluk ve aydınlığı verip karanlık ve sapıklığı satın aldılar da ticaretleri hiç bir kazanç sağlamadı. Bir yol yordama girebilmiş de değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Onların durumu şu kişinin durumuna benzer Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Yahut gökten boşalan bir yağmur haline benzer ki onda karanlıklar var, bir gök gürlemesi var, bir şimşek var. Yıldırımlar yüzünden ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Allah Muhît’dir, küfre sapanları çepeçevre kuşatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Şimşek, neredeyse gözlerini çarpıp götürüverecek. Kendilerine her aydınlık sunduğunda, orada yürürler. Üzerlerine karanlık binince çakılıp kalırlar. Eğer Allah dileseydi, işitme güçlerini de gözlerini de elbette alıp götürürdü. Çünkü Allah her şeye Kadîr’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Ey insanlar! Sizi de sizden öncekileri de yaratan Rabb’inize ibadet edin ki, korunabilesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Ve gökten bir su indirdi de onunla sizin için meyvelerden / ürünlerden bir rızk çıkardı. Artık bilip durduğunuz halde Allah’a ortaklar koşmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku içindeyseniz, hadi onun benzerinden bir sure getirin! Allah dışındaki destekçilerinizi / tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru sözlü kişilerseniz... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Eğer yapamazsanız - ki asla yapamayacaksınız - korkun o ateşten ki yakıtı insanlarla taşlardır. Küfre sapanlar için hazırlanmıştır o. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üretenlere şunu müjdele Kendileri için, altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyvadan bir rızk olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle diyeceklerdir "İşte bu, daha önce rızklandırıldığımız şey!" Bu rızk onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler "Allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?" Allah onunla birçoğunu saptırır, birçoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fâsıklardan başkasını saptırmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. O fâsıklar ki Allah’a verdikleri ahdi, onunla anlaşıp bağlandıktan sonra bozar, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keser ve yeryüzünde bozgun çıkarırlar. İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Allah’a nasıl nankörlük ediyorsunuz?! Siz ölülerdiniz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O’na döndürüleceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. O Allah’tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı. Sonra göğe saltanat kurdu da onları yedi gök halinde düzenledi. O Alîm’dir, her şeyi çok iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Bir zamanlar Rabb’in meleklere "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Ve Âdem’e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Dediler ki "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm’sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm’sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Allah buyurdu "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Adem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. O vakit biz meleklere, "Âdem’e secde edin" demiştik de İblis dışında tümü secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ve Âdem’e şöyle buyurmuştuk "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süreye kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet / bir yararlanma imkânı olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Bunun üzerine Âdem, Rabb’inden bazı kelimeler öğrenip belledi de O’na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb’dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm’dir, rahmetini cömertçe yayar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. "Hepiniz oradan aşağı inin." dedik. Benden size bir yol gösteriş ulaşır da kim bu yol gösterişime uyarsa artık böylelerine hiç bir korku yoktur. Onlar kederle de yüz yüze gelmeyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Nankörlüğe sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar, ateşin dostu olacaklardır. Onlar orada sürekli kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Ey İsrail oğulları! Size lütfettiğim nimetimi hatırlayın; bana verdiğiniz söze vefalı olun ki, ben de size ahdimde vefalı olayım. Ve yalnız benden korkun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Beraberinizdekini doğrulayıcı olarak indirmiş bulunduğuma inanın. Onu ilk inkar eden siz olmayın. Benim ayetlerimi az bir bedel karşılığı satmayın. Ve yalnız benden sakının. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Hakkı batılla/saçmalık ve tutarsızlıkla kirletmeyin. Bilip durduğunuz halde gerçeği gizliyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Namazı kılın, zekâtı verin; rükû edenlerle birlikte rükû edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. İnsanlara iyiyi ve güzeli emredip de öz benliklerinizi unutuyor musunuz? Üstelik de Kitap’ı okuyup durmaktasınız. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O’na döneceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Ey İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi, sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Ve korkun o günden ki, hiç bir benlik bir başka benliğin herhangi bir şeyi için karşılık ödemez; hiç bir benlikten şefaat kabul edilmez, hiç bir benlikten fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Sizi Firavun hanedanından kurtardığımızı da hatırlayın. Hani onlar size azabın en çirkiniyle kötülük ediyorlardı Erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yoklayıp çocuk alıyorlar/kadınlarınıza utanç duyulacak şeyler yapıyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabb’inizden gelen büyük bir ıstırap ve imtihan vardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Hani önünüzde denizi yarmıştık da sizi kurtarmış, Firavun hanedanını boğmuştuk. Siz de bunu bakıp görüyordunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ve Mûsa ile kırk gece için sözleşmiştik de siz bunun ardından buzağıyı tanrı edinmiştiniz. Zulme sapmıştınız siz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Belki şükredersiniz diye bunun ardından da sizi affetmiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. İyiye ve güzele yol bulursunuz ümidiyle Mûsa’ya Kitap’ı ve furkanı/hakla batılı ayıran mesajı vermiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Hani Mûsa, toplumuna demişti ki "Ey toplumum, buzağıyı tanrı edinmenizle öz benliklerinize zulmettiniz. Hadi, yaratıcınıza, Bâri’nize tövbe edin; egolarınızı öldürün. Böyle yapmanız yaratıcınız katında sizin için daha iyidir; O sizin tövbelerinizi kabul eder. Hiç kuşkusuz O, evet O, tövbeleri çok kabul edendir, rahmeti sonsuz olandır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Siz şunu da söylemiştiniz "Ey Mûsa! Biz, Allah’ı apaçık görmedikçe sana asla inanmayacağız." Bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı, Ve siz bakıp duruyordunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Sonra, ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki, şükredebilesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ve bulutu üstünüze gölgelik yaptık ve size kudret helvasıyla bıldırcın indirdik "rızk olarak size verdiklerimizin, en temizlerinden yiyin." dedik. Onlar zulmü bize yapmadılar, onlar kendi benliklerine zulmetmekteydiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Şöyle demiştik "Girin şu kente; orada, dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve ’Affet bizi!’ deyin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Biz güzel davranıp, güzellik üretenlere daha fazlasını da veririz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Ne var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler. Bunun üzerine biz, bu zalimler üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir pislik indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Bir zamanlar Mûsa, toplumu için su istemişti de biz, "Değneğinle şu taşa vur!" demiştik. Taştan hemen oniki göze fışkırmıştı. Her bölük insan kendilerine özgü su kaynağını bilmişti. "Allah’ın rızkından yiyin, için; yeryüzünde bozgunculuk yaparak şuna buna saldırmayın." demiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Siz şöyle demiştiniz "Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız, bizim için Rabb’ine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin." Mûsa şöyle demişti "Siz daha aşağı bir nimeti daha üstün bir nimete mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır." Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah’tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle oldu, çünkü onlar Allah’ın ayetlerini inkâr ediyor ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyan ettikleri için böyle oldu. Sınır tanımıyor, azgınlık yapıyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabîlerden Allah’a ve âhıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Hani, sizden şu şekilde kesin söz almış da Tûr’u üzerinize kaldırmıştık "Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayıp zikredin ki, sakınabilesiniz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Bunun ardından da yüz çevirip döndünüz. Eğer Allah’ın size lütfu ve rahmeti olmasaydı, kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olacaktınız, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Yemin olsun, içinizden Cumartesi gününde azgınlık yapanları siz bilirsiniz. Onlara şöyle dedik "Aşağılık maymunlar oluverin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Bu durumu, o zamankilere ve onların ardından geleceklere ibret dolu bir ceza, takva sahiplerine de bir öğüt yaptık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Mûsa, toplumuna dedi ki "Allah size, bir inek kesmenizi emrediyor." Dediler ki "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" Dedi ki "Cahillerden biri olmaktan Allah’a sığınırım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Şöyle konuştular "Çağır Rabb’ine bizim için, açıklasın bize neymiş o!" Cevap verdi "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Şöyle dediler "Çağır Rabb’ine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın bize." Cevap verdi "O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir inektir; seyredenlere mutluluk verir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Şöyle dediler "Dua et Rabb’ine, açıklasın bize neymiş o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde başkalarıyla karıştı. Ve biz, Allah dilerse, doğruya ve güzele elbette kılavuzlanacağız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Cevap verdi Mûsa "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda." Dediler ki "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Siz bir adam öldürmüştünüz de onunla ilgili olarak çekişip duruyordunuz. Oysa ki Allah, sizin sakladıklarınızı ortaya çıkaracaktı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Şöyle dedik "Kesilen ineğin bir parçasıyla, öldürülen adama vurun." İşte böyle diriltir Allah ölüleri. Size ayetlerini gösteriyor ki, aklınızı işletebilesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Sonra bunun ardından kalpleriniz yine kaskatı kesildi. Taş gibidir o. Belki daha da katıdır. Taşların bazıları var ki, ondan ırmaklar fışkırır. Bazıları var ki, çatır çatır yarılır da içinden su çıkar. Öylesi var ki, Allah korkusundan aşağılara düşer. Allah, yapıp durduklarınızdan gafil değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Şimdi siz bunların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Bunların içlerinden bir fırka vardı ki, Allah’ın kelamını dinliyorlar, sonra onu, kavramalarının ardından, bilip durdukları halde tahrif ediyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. İnanmış olanlarla karşılaştıklarında, "İnandık" derler. Baş başa kaldıklarında ise şöyle konuşurlar "Allah’ın size açtığını, Rabb’iniz katında sizinle tartışmada kanıt yapsınlar diye onlara söylüyor musunuz? Aklınızı işletmeyecek misiniz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Bilmezler mi ki, Allah onların sakladıklarını da açıkladıklarını da çok iyi bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. İçlerinde ümmî olanlar da vardır ki Kitap’ı bilmezler, sadece hayal ve kuruntu bilirler. Onlar yalnız sanıya saplanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap’ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "İşte bu, Allah katındandır!" derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Dediler ki "Sayılı birkaç gün dışında ateş bize asla dokunmayacaktır." De ki "Allah’tan bir ahit mi aldınız! Allah, ahdine asla ters düşmez. Yoksa siz Allah’a isnat ederek, bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. İş onların sandığı gibi değil. Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış olan kişiler, ateşin dostudurlar. Sürekli kalacaklardır orada. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da orada sürekli kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. İsrailoğulları’ndan şöyle bir söz de almıştık Allah’tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Sizden şu sözü de almıştık Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz. Birbirlerinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız. Bunu kabul etmiştiniz. Hâlâ da buna tanıklarsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Bütün bunlardan sonra siz şu insanlarsınız Birbirinizi öldürüyorsunuz. İçinizden bir zümreyi yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onlar aleyhine kötülük ve düşmanlık hususunda dayanışmaya giriyorsunuz. Esasında onları yurtlarından çıkarmak size haram edildiği halde, esir olarak size geldiklerinde fidyelerini veriyorsunuz. Şimdi siz Kitap’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise böyleleri azabın en şiddetlisine itilir. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. İşte bunlar, âhıret karşılığında dünyayı satın alan kişilerdir. Azap, hafifletilmeyecektir onlardan. Hiç bir şekilde yardım da edilmeyecektir onlara. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Yemin olsun ki, Mûsa’ya Kitap’ı verdik. Ve arkasından da resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs’le güçlendirdik. Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiği her seferinde büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. "Kalplerimiz kabuk tutmuştur." dediler. Hayır öyle değil. Küfürleri yüzünden Allah onları lanetlemiştir de çok az bir kısmı iman eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Yanlarındakini doğrulamak üzere kendilerine Allah katından bir kitap geldiğinde, daha önce inkâr edenlere karşı zafer isteyip durdukları halde, tanıyıp bildikleri kendilerine gelince, onu inkâr ettiler. Küfre sapanların üstüne olsun Allah’ın laneti!... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Allah’ın, kullarından dilediğine lütfunun eseri olarak indirdiğini zalimce kıskanarak, Allah’ın vahyettiğini inkar etmeleri uğruna öz benliklerini sattıkları şey ne çirkindir! Bu yüzdendir ki gazap üzerine gazaba çarpıldılar. Gerçeği örtenler için rezil edici bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Onlara, "Allah’ın indirmiş olduğuna inanın" denildiğinde şöyle konuşurlar "Biz, bize indirilene inanırız." Ve ondan ötesini inkâr ederler. Oysaki o, kendilerinin yanındakini doğrulayıcı bir gerçektir. Söyle onlara "Madem iman sahibiydiniz, daha önce Allah’ın peygamberlerini niye öldürüyordunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Yemin olsun ki, Mûsa size açık-seçik hak beyanlarla gelmişti de onun arkasından buzağıyı ilâh edinmiştiniz. Zalimlersiniz sizler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Hani kesin söz almıştık sizden de Tûr’u üzerinize kaldırmıştık. "Size verdiğimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin." demiştik. Şöyle demişlerdi "Dinledik ve isyan ettik." İnkârları yüzünden gönüllerine buzağı içirildi. De ki "Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir size imanınızın emretmekte olduğu..." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. De ki "Allah katındaki âhıret yurdu diğer insanların değil de yalnız ve yalnız sizin ise, eğer doğru sözlü iseniz, hadi isteyin ölümü!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Ellerinin önden gönderdiği şeyler yüzünden ölümü hiç bir zaman istemeyeceklerdir. Allah, zalimleri çok iyi bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Sen onları, insanların yaşamaya en düşkünü olarak bulursun. Şirke batanlardan bile... Her biri bin yıl ömür sürsün ister. Oysa ki, uzun yaşaması onu azaptan uzaklaştıracak değildir. Allah, yapmakta olduklarını çok iyi görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. De ki "Kim Cebrail’e - ki o, Allah’ın izniyle Kur’an’ı kendinden öncekini doğrulayıcı, insanlara yol gösterici ve müjde olarak senin kalbine indirmiştir - düşman kesilirse, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Kim Allah’a, O’nun meleklerine, resullerine, Cebrail’e, Mikâil’e düşman kesilirse, Allah da bu tür inkârcılara düşman kesilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. And olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik. Onları, pislik ve sapıklığa bulaşmış olanlardan başkası inkâr etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Bir ahitle söz verdikleri her seferinde, içlerinden bir fırka ahdi kaldırıp atmadı mı? Doğrusu şu ki, onların çokları iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Allah katından kendilerine, ellerinde bulunanı tasdikleyici bir resul geldiğinde, kitap verilenlerden bir fırka, Allah’ın Kitabı’nı hiç bilmiyorlarmış gibi kaldırıp arkalarına attılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Süleyman’ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil’de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah’ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Eğer onlar iman edip sakınsalardı, Allah katından bir sevap elbette daha kıymetli olurdu. Keşke bilebilselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Ey iman edenler! "Râina" demeyin, "unzurna" deyin/"bizi davar gibi güt" diye konuşmayın, "bize bak" diye konuşun ve dinleyin. Kâfîrler için korkunç bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ehlikitap’ın küfre sapanlarıyla müşrikler, Rabb’inizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Ama Allah, rahmetini dilediğine özgüler. Allah, büyük lütfun sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Biz bir ayeti siler, unutturur veya ertelersek ondan daha iyisini veya onun bir benzerini getiririz. Allah’ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Bilmedin mi ki göklerin de yerin de mülk ve saltanatı yalnız Allah’ındır. Sizin için Allah’tan başka ne bir Velî vardır ne de bir Nasîr/yardımcı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. Yoksa siz de resulünüzden, daha önce Mûsa’dan istekte bulunulduğu gibi isteklerde bulunmak mı diliyorsunuz?! İmanı küfürle değiştirmeye kalkan,yolun dosdoğrusunu saptırmış olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Ehlikitap’tan birçoğu, benliklerindeki kıskançlık yüzünden sizi, imanınızdan sonra kâfirler haline bir döndürebilseler diye yürekten istedi. Hem de gerçek kendilerine ayan-beyan olduktan sonra... Allah, buyruğunu getirinceye değin affedin, hoşgörün. Allah, her şeye gücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. Namazı kılın, zekatı verin. Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz her hayrı, Allah katında bulacaksınız. Hiç kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. "Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası cennete asla giremeyecek." dediler. Bu, onların hayalleri, kuruntularıdır. De ki onlara "Eğer doğru sözlü iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. İş onların sandığı gibi değil! Kim güzel davranışlar sergileyerek yüzünü Allah’a teslim ederse, Rabb’i katında ödülü vardır onun. Korku yoktur böyleleri için; tasalanmayacaklardır onlar... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. Yahudiler "Hıristiyanlar hiç bir şey üzerinde değil." dediler. Hıristiyanlar da "Yahudiler hiç bir şey üzerinde değil." dediler. Ve bunlar Kitap’ı da okuyup dururlar, ilimden yoksun olanlar da aynen onların söyledikleri gibi söyledi. Tartışmaya girdikleri şey hakkında, aralarında hükmü, kıyamet günü Allah verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Allah’ın mescitlerini, içlerinde O’nun adı anılıyor diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir!.. Böylelerinin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır. Böyleleri için dünyada bir rezillik vardır. Âhırette ise bunlara çok büyük bir azap öngörülmüştür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Doğu da batı da yalnız Allah’ındır. O halde nereye dönerseniz orada Allah’ın yüzü vardır. Allah Vâsi’dir, varlığı sürekli genişletip büyütür; Alîm’dir, her şeyi en iyi biçimde bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. "Allah çocuk edindi." dediler. Haşâ! Böyle bir şeyden arınmıştır O! Tam aksine, göklerdekiler de yerdekiler de O’na aittir. Bunların tümü O’nun önünde boyun bükmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Gökleri ve yeri, güzelliklerle donatarak yaratan Bedî, O’dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi ona sadece "Ol’" der. Artık o, oluverir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. Bilgiden yoksun olanlar dedi ki "Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya!..." Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Sen onların öz milletlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. De ki "Allah’ın kılavuzluğu erdirici kılavuzluğun ta kendisidir." İlimden sana ulaşan nasipten sonra bunların boş ve iğreti arzularına uyarsan, Allah katından ne bir Velî’n olur ne de bir yardımcın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. Kendilerine Kitap’ı verdiklerimiz onu, okunuşunun hakkını vererek okurlar. İşte onlar ona inanırlar. Onu inkar edenlere gelince, onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Ey İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi hatırlayın. Ben sizi âlemlerden daha üstün kılmıştım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. Kimsenin kimse yerine bir şey ödemeyeceği, kimseden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin hiç kimseye yarar sağlamayacağı ve onların hiç bir yardım göremeyecekleri o günden korkun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. Hani Rabb’i, İbrahim’i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti "Seni insanlara önder yapacağım." İbrahim, "soyumdan birilerini de" deyince Allah "Benim ahdime zalimler eremezler." buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah’ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim’in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. İbrahim şöyle yakarmıştı "Rabb’im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah’a ve âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızklandır." Rab dedi ki "Küfre sapanları bile rızklandırırım. Ama az bir nimetle rızklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. İbrahim’in, İsmail’le birlikte, Beytullah’ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an "Rabb’imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî’sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm’sin, her şeyi çok iyi bilirsin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. "Rabb’imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb’sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm’sin, rahmetini cömertçe yayarsın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. "Rabb’imiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak, kendilerine Kitap’ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul gönder. Sen, evet sen, Azîz’sin, tüm ululuk ve onurun sahibisin; Hakîm’sin, tüm hikmetlerin kaynağısın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim’in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik. Ve o, âhırette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır elbette... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. Rabb’i ona, "Müslüman olup bana teslim ol!" dediğinde o şu cevabı vermişti "Teslim oldum âlemlerin Rabb’ine!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. İbrahim de oğullarına şunu vasiyet etti, Yakub da "Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. Yoksa siz, Yakub’a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu "Senin ilâhına, ataların İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın ilâhına, tek ve biricik olan ilâha kulluk edeceğiz; biz yalnız O’na teslim olanlarız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerinindir. Sizin kazandıklarınız da sizin olacaktır. Siz onların yapıp ettiklerinden sorguya çekilmeyeceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. "Yahudi yahut Hıristiyan olun ki doğruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki "Hayır, öyle değil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan değildi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 136. Şöyle deyin "Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, onun torunlarına indirilene, Mûsa’ya ve İsa’ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O’na/Allah’a teslim olanlarız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 137. Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç kuşkusuz iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar şıkak içindedirler/parçalanmış olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi işiten, en güzel bilendir O. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 138. Allah’ın boyasını esas alın. Allah’tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O’na kulluk ederiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 139. De ki onlara "Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Oysaki Allah hem bizim Rabb’imizdir hem sizin Rabb’inizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz yalnız O’na/Allah’a gönül verenleriz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 140. Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunları Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle onlara "Siz mi daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah’tan kendine ulaşmış bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 141. İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerine. Sizin kazandığınız da size. Onların yapıp ettiklerinden siz sorumlu olmayacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 142. İnsanlar içinden bazı beyinsizler "Onları, yönelmekte oldukları kıbleden ne çevirdi?" diyecekler. De ki "Doğu da Allah’ın, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola kılavuzlar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 143. İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah’ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 144. Biz senin, yüzünün ha bire göğe doğru çevrildiğini elbette görüyoruz. Hoşlanacağın bir kıbleye seni elbette döndüreceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Nerede olsanız yüzünüzü Mescid-i Haram yönüne döndürün. Kendilerine kitap verilenler, onun, Rablerinden bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapıp ettiklerinden habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 145. Ehlikitap’a sen her türlü mucizeyi getirsen de onlar senin kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uymayacaksın. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Eğer sen, ilimden nasibin sana geldikten sonra onların boş ve iğreti arzularına uyarsan, işte o zaman kesinlikle zalimlerden olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 146. Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla birlikte, içlerinden bir zümre, bilip durdukları halde gerçeği gizliyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 147. Gerçek, Rabb’inden gelir. O halde sakın kuşkuya düşenlerden olma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 148. Herkesin bir yönü vardır, ona döner. O halde hayırlarda yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi bir araya getirecektir. Allah her şeye güç yetirendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 149. Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram’a döndür. Bu, elbette Rabb’inden gelen gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 150. Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram’a çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü ona doğru çevirin ki, insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın. Onların zulme sapanları müstesna. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Yüzünüzü Mescid-i Haram’a dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Ve bu sayede güzeli ve iyiyi bulmanız da umulmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 151. Nitekim size aranızdan bir resul göndermişiz; size ayetlerimizi okuyor, sizi temizleyip arıtıyor, size Kitap’ı ve hikmeti öğretiyor, size, daha önce bilmediklerinizi belletiyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 152. Anın beni ki, anayım sizi. Şükredin bana, sakın nankörlük etmeyin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 153. Ey iman sahipleri! Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 154. Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 155. Yemin olsun ki sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvalardan eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 156. Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler "Biz Allah içiniz ve sonunda O’na dönüp gideceğiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 157. İşte böyleleri üzerine Rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 158. Safa ile Merve Allah’ın belliklerindendir. Beytullah’ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir’dir, teşekkür eder, Alîm’dir, en iyi biçimde bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 159. İndirdiğimiz açık-seçik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap’ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 160. Tövbe edip hallerini düzeltenlerle gerçeği açıklayanlar müstesna. İşte böylelerinin tövbesini kabul ederim. Doğrusu ben tövbeleri çok çok kabul edenim, rahmeti sınırsız olanım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 161. Ayetlerimizi inkar etmiş ve küfre batmış halde ölenlere gelince; Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların ilenci onlar üstünedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 162. Sürekli o lanetin içindedirler. Ne azapları hafifletilir ne de yüzlerine bakılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 163. Sizin İlâh’ınız Vâhid’dir, bir tek İlâh’tır. İlâh yoktur O’ndan başka. Rahman’dır O, Rahîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 164. Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 165. İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah dışında bazılarını Allah’a eş tutarlar da onları Allah’ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah’a sevgide çok kararlı ve taşkındırlar. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm kuvvetin Allah’ta bulunduğunu, Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 166. O zaman, izlenenler, kendilerini izleyenlerden uzaklaşıp gitmişlerdir. Azabı gördüler artık, aralarındaki bağlar parçalanıp koptu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 167. İzleyenler şöyle demiştir "Ne olurdu bir kez daha imkân verilse de şunların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak." Böylece Allah onlara, yapıp ettiklerini, kendilerine yönelmiş özleyişler olarak gösterir. Ama artık ateşten çıkamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 168. Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerden temiz ve helal olmak şartıyla yiyin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o size açık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 169. Hiç kuşkusuz o, size kötülük, çirkinlik/düzensizlik ve pislik emreder. Ve size, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi buyurur durur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 170. Onlara, "Allah’ın indirdiğine uyun" dendiğinde "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 171. O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 172. Ey iman sahipleri! Size verdiğimiz rızkların temizlerinden yiyin ve - eğer kendisine kulluk ediyorsanız - Allah’a şükredin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 173. Allah size leşi, kanı, domuz etini, Allah’tan başkası adına kesileni haram kılmıştır. Ama zorda kalanın, sınırı aşmadan, şuna-buna haksızlık ve tecavüze gitmeden yemesinde kendisi için günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 174. Allah’ın Kitap’tan indirdiği şeyi gizleyip onu basit bir ücret karşılığı satanlar, karınlarında ateşten başka bir şey yemiş olmazlar, Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır da... Onlar için korkunç bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 175. İşte bunlar hidayeti satıp şaşkınlığı, affedilmeyi satıp azabı almışlardır. Ne kadar da dayanıklıdırlar ateşe!... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 176. Bu böyledir. Çünkü Allah, Kitap’ı hak olarak indirmiştir. Kitap’ta çekişmeye girenler, şıkak’a düşmüşlerdir/bütünden uzaklaştırıcı bir kopuşun tam içindedirler, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 177. Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah’a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 178. Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi... Kim kardeşi tarafından herhangi bir şekilde affa uğrarsa, bu durumda örfü izlemek ve affedene en güzel biçimde bir ödeme yapmak gerekir. İşte bu, Rabb’inizden size bir hafifletme ve bir rahmettir. Kim bundan sonra azgınlık ve düşmanlık ederse onun için korkunç bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 179. Ey aklı ve gönlü işleyenler, kısasta sizin için hayat vardır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 180. İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahipleri üstüne bir hak olarak... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 181. Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse hiç kuşkusuz bunun günahı onu değiştirenler üzerinedir. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 182. Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 183. Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 184. Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 185. Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur’an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah’ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 186. Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb’im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 187. Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılınmıştır. Onlar sizin için giysidir, siz de onlar için giysisiniz. Allah sizin öz benliklerinize yazık etmekte olduğunuzu bilmiş, tövbelerinizi kabul edip sizi affetmiştir. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdığı şeyi arayın. Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın. Mescitlerde itikâfta bulunduğunuz sırada zevcelerinizle cinsel temas kurmayın. İşte bunlar Allah’ın yasaklarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara işte böyle açıklar ki korunabilsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 188. Mallarınızı aranızda haksız ve uydurma yollara baş vurarak yemeyin; bilip durduğunuz halde insanların mallarından bir kısmını günaha saparak yemek için onları yargıçlara aktarmayın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 189. Sana, doğan aylardan sorarlar. De ki "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir." Hayra ulaşmak evlere arkalarından girmeniz değildir. Hayra ulaşan o kişidir ki, takvaya sarılıp korunur. Evlere kapılarından girin. Allah’tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 190. Sizinle çarpışmaya girenlerle Allah yolunda siz de çarpışın. Ama haksız yere saldırmayın/çarpışmada zulme sapmayın. Çünkü Allah, sınır tanımaz azgınları sevmiyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 191. Onları yakaladığınız yerde öldürün; onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne/baskı ve bozgunculuk, öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram’da, onlar sizinle çarpışmaya girinceye kadar siz de onlarla çarpışmaya girmeyin. Eğer sizinle çarpışmaya girerlerse siz de onları öldürün. İşte böyle verilir küfre sapanların cezası! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 192. Eğer savaşı sona erdirirlerse Allah çok affedici,çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 193. Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse artık zulme sapanlardan başkasına düşmanlık edilmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 194. Haram ay, haram aya karşılıktır. Hürmetler ve yasaklar karşılıklıdır. O halde, azgınlık edip size saldırana, size saldırdığı şekilde ve ölçüde saldırın. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah, kendisinden korkup sakınanlarla beraberdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 195. Allah yolunda harcama yapın/nimetleri paylaşın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Güzel düşünüp güzel işler yapın. Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 196. Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram’da oturmayan kişi içindir. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 197. Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 198. Rabb’inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat’tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş’ar-i Haram’da Allah’ı zikredin. O’nu, O’nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 199. Sonra, insanların akın edip döndüğü yerden siz de dönün ve Allah’tan af dileyin. Çünkü Allah çok affedicidir, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 200. Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah’ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der "Ey Rabb’imiz, bize dünyada ver." Böylesi için âhırette bir nasip yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 201. Onlardan kimi de şöyle yakarır "Ey Rabb’imiz, bize dünyada da güzellik ver, âhırette de güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 202. İşte böyle diyenlere kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı çok çabuk görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 203. Allah’ı sayılı günlerde anın. Kim hemen iki gün içinde işini bitirirse ona günah yoktur. Kim de bunu geciktirir-ertelerse, sakınıp korunduğu takdirde ona da günah yoktur. Allah’tan korkun ve bilin ki, siz O’nun huzurunda haşredileceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 204. İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah’ı tanık tutar. Oysa ki o, düşmanların en yamanıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 205. Yanından ayrıldığında/işbaşına geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur. Oysaki Allah, fesadı sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 206. Ona, "Allah’tan kork" dendiğinde, gurur kendisini günaha götürür. Böylesine, cehennem yeter. Gerçekten ne kötü yataktır o. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 207. İnsanlardan öylesi de vardır ki, benliğini Allah’ın hoşnutluğunu elde etmeye satar. Allah, kullarına karşı Raûf’tur, çok şefkatlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 208. Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 209. Size apaçık deliller geldikten sonra yine yan çizerseniz, şunu bilin ki Allah, tüm yüceliklerin, tüm hikmetlerin sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 210. Onlar, Allah’ın ve meleklerin buluttan gölgeler içinde kendilerine gelmesini ve işin bitirilmesini mi bekliyorlar? Bütün iş ve oluşlar sonunda Allah’a döndürülür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 211. Sor İsrailoğulları’na, onlara nice açık ayet verdik. Kim Allah’ın nimetini, o kendisine geldikten sonra başka kılığa sokarsa kuşku duymasın ki, Allah’ın azabı pek zorludur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 212. İğreti/sefil hayat küfre sapanlara süslü gösterilmiştir; onlar, iman sahipleriyle alay ederler. Takvaya sarılanlar, kıyamet günü onların tepelerinde olacaktır. Allah, dilediğini hesapsız bir biçimde rızklandırır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 213. İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, peygamberleri müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdi. Onlarla beraber, anlaşmazlığa düştükleri konularda, insanlar arasında hükmetsinler diye gerçeği taşıyan Kitap’ı hak olarak indirdi. O Kitap’ta anlaşmazlığa düşenler, o Kitap’ın bizzat muhataplarından başkası değildi. Bunlar, kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden, çekişmeye girdiler. Sonra Allah kendi izniyle, inananları, üzerinde tartışmaya girdikleri gerçeğe tekrar ulaştırdı, Allah, dilediği kişiyi/dileyeni doğru yola iletir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 214. Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı; sarsıldılar. Öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "Allah’ın yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu. Haberiniz olsun ki, Allah’ın yardımı çok yakındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 215. Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki "İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 216. Hoşunuza gitmemekle birlikte, savaş üzerinize yazılmıştır. Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 217. Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki "O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O’na ve Mescid-i Haram’a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır." Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 218. İnanıp hicret eden ve Allah yolunda uğraşıp didinenlere gelince, onlar Allah’ın rahmetini umarlar. Allah çok affedici, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 219. Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki "Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 220. Dünya ve âhıret hakkında... Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki "Onları, işe yarar hale getirmek kendileri için daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir." Allah, bozguncuyu barışseverden ayırmasını bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi zora sürerdi. Allah, tüm onurların sahibi, tüm hikmetlerin sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 221. Müşrik kadınlarla, onlar iman edinceye kadar evlenmeyin. Özgürlüğünden yoksun inanmış bir kadın, müşrik bir kadından - müşrik kadın sizin hoşunuza gitse de - çok daha hayırlıdır. Müşrik erkeklerle de onlar iman edinceye kadar nikâhlanmayın. İnanmış bir köle, müşrik bir erkekten - o hoşunuza gitse de - çok daha hayırlıdır. Bu müşrikler sizleri ateşe çağırır. Allah ise sizi, izniyle cennete ve affa çağırır. Ve ayetlerini insanlara açık açık bildirir ki, düşünüp öğüt alabilsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 222. Sana adet halini de sorarlar. De ki "O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah’ın emrettiği yerden onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 223. Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza dilediğiniz şekilde varın. Öz benlikleriniz için önceden bir şeyler gönderin. Allah’tan korkun ve bilin ki, O’na mutlaka ulaşacaksınız. İman sahiplerine müjde ver. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 224. İyilik etmenize, takvaya sarılmanıza, insanlar arasında barışı kurmanıza engel yapmak üzere Allah’ı yeminlerinize siper haline getirmeyin. Allah, her şeyi duyar, her şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 225. Allah sizi, dil sürçmesi sonucu lağv olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz; ama O sizi kalplerinizin kazandığından hesaba çeker. Allah Gafûr’dur, çok affeder; Halîm’dir, çok yumuşak davranır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 226. Kadınlar hakkında îlâ/yaklaşmamaya yemin edenler için dört ay bekleme vardır. Eğer o süre içinde eşlerine dönerlerse Allah bağışlayan, merhamet edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 227. Eğer boşamaya kesin karar vermişlerse, şüphesiz Allah çok iyi işiten, çok iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 228. Boşanmış kadınlar kendi başlarına üç âdet ve temizlenme süresi beklerler. Eğer Allah’a ve âhıret gününe inanmakta iseler, Allah’ın onların rahimlerinde yarattığını saklamaları kendilerine helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde herhangi bir şekilde barışmak isterlerse eşlerini geri almaya herkesten daha çok hak sahibidirler. Kadınların, örfe uygun biçimde, sorumluluklarına benzer hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah Azîz’dir, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 229. Boşama iki kezdir. Bunun ardından ya iyilikle tutmak ya da güzelce serbest bırakmak gerekir. Onlara verdiğinizden bir şeyi geri almanız size helal olmaz. Erkekle kadının Allah’ın sınırlarını korumada endişe etmeleri hali başka. Erkek ve kadının Allah’ın sınırlarında duramayacaklarından endişe ederseniz, o zaman kadının verdiği fidyede ikisine de bir günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Bunları aşmayın. Allah’ın sınırlarını aşanlar, işte onlar, zalimlerin ta kendileridirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 230. Bütün bunların ardından erkek, kadını boşarsa artık bundan sonra başka bir eşle nikahlanıncaya kadar ilk erkeğe helal olmaz. İkinci erkek kadını boşadığında, boşanan kadınla ilk erkek Allah’ın sınırlarını koruyabileceklerini düşünürlerse, birbirlerine dönmelerinde sakınca yoktur. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır ki, Allah bunları bilgi sahibi bir topluluğa açıklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 231. Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamladılar mı ya onları örfe uygun olarak tutun yahut da örfe uygun olarak serbest bırakın. Onları, zulmetmeniz için, zararlarına bir biçimde, tutmayın. Bunu yapan, öz benliğine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini eğlence aracı yapmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve kendisiyle size öğüt vermek için indirdiği Kitap’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi çok iyi bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 232. Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini tamamladıklarında, kendi aralarında örfe uygun olarak anlaşmışlarsa eski kocalarıyla nikahlanmaları hususunda onlara engel çıkarmayın. Bu, sizin Allah’a ve âhıret gününe inanmış olanınıza verilen öğüttür. Bu sizin için daha isabetli ve daha temizdir, Allah bilir ama siz bilmezsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 233. Anneler çocuklarını - emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler için - tam iki yıl emzirirler. Annelerin yiyeceklerini ve giyeceklerini örfe uygun biçimde hazırlamak çocuğun babasına aittir. Hiç bir benlik yaratılış kapasitesi dışında bir şeyle yükümlü tutulamaz. Anne çocuğu yüzünden, çocuğun babası da kendi çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçı için de aynı ilke uygulanır. Eğer anne-baba karşılıklı anlaşma ve danışma sonucu çocuğu sütten kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz, örfe uygun olarak belirlediğiniz ücreti güzelce teslim etmek şartıyla, bunu yapmanızda bir günah yoktur. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı en iyi biçimde görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 234. İçinizden ölüp de geriye zevceler bırakanların bu eşleri, dört ay on gün kendi başlarına beklerler. Sürelerini tamamladıklarında kendilerince uygun gördüklerini örfe uygun biçimde yapmalarında sizin için bir sakınca yoktur. Allah, yapmakta olduklarınızdan gereğince haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 235. İddet bekleyen kadınlara evlenme isteğinizi dolaylı yoldan anlatmanızda veya böyle bir şeyi içinizde saklamanızda sizin için hiç bir günah yoktur. Allah bilmiştir ki, siz onları mutlaka anacaksınız, unutmayacaksınız. Bu sırada onlarla, örfün normal göreceği sözlerle konuşma dışında gizli bir buluşma için anlaşmayın. Ve zorunlu olan süre doluncaya kadar nikahı bağlamaya girişmeyin. Bilin ki Allah, benliklerinizin içindekini bilir. O’ndan sakının. Ve bilin ki Allah çok affedicidir, çok yumuşak davranışlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 236. Kendilerine dokunmadan veya onlar için herhangi bir mehr belirlemeden kadınları boşamanızda sizin için günah yoktur. Ancak onları nimetlendirin. İmkânları geniş olan kendi gücünce yapar bunu, imkânları sınırlı olan da kendi gücünce yapar. Örfe uygun bir nimetlendirme... Güzel düşünüp güzel davrananlar üzerine bir borç... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 237. Bir mehr belirlemişseniz ve kadınları hiç dokunmadan boşamışsanız, kestiğiniz mehrin yarısını verin. Ancak kadınların vazgeçmesi ile, nikah bağı elinde bulunan erkeğin durumu müstesna. Erkekler olarak sizin vazgeçmeniz takvaya daha yakındır. Aranızdaki lütufkârlık farkını unutmayın. Allah, yapmakta olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 238. Namazları ve orta namazı koruyun. Tam bir saygıyla Allah’ın huzurunda kıyam edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 239. Bir korku ve endişe duyarsanız yürüyerek veya binit üzerinde kılın. Güvene kavuştuğunuzda bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah’ı zikredin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 240. İçinizden ölüp de geriye eşler bırakan erkekler, eşlerinin evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkarlarsa, onların kendileri için yararlı gördüklerini yapmaları yüzünden size bir günah yoktur. Allah Azîz’dir, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 241. Boşanmış kadınlar için örfe uygun bir geçim imkânı sağlanması Allah’tan korkanlar üzerine bir borçtur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 242. Aklınızı işletmeniz ümidiyle Allah, ayetlerini size işte böyle açıklıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 243. ölüm korkusuyla binlerce kişi halinde yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allah onlara "Ölün!" dedi de sonra onları diriltti. Şu bir gerçek ki Allah, insanlara karşı çok lütufkârdır. Fakat insanların çokları şükretmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 244. Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah, her şeyi duyar, her şeyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 245. Kim var Allah’a güzel bir şekilde borç verecek? Ve Allah böyle birinin verdiğini birçok kez katlayarak artıracaktır. Allah, kabz haliyle kısar, bast haliyle açıp genişletir. Ve yalnız O’na döndürülürsünüz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 246. Mûsa’dan sonra İsrailoğulları’nın kodamanlar meclisini görmedin mi? Kendilerine gelen bir peygambere şöyle demişlerdi "Bize bir kral gönder, Allah yolunda çarpışalım." Peygamber dedi ki "Üstünüze savaş yazılır da savaşmazsanız ne olacak?" Dediler ki "Nasıl olur da Allah yolunda savaşmayız? Yurtlarımızdan çıkarıldık, oğullarımızdan uzak düşürüldük." Nihayet, üzerlerine savaş yazıldığında pek azı hariç yüz çevirdiler. Allah, zalimleri çok iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 247. Peygamberleri onlara dedi ki "Allah, Tâlût’u size kral gönderdi." Şöyle konuştular "O bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de verilmemiştir." Peygamber dedi ki "Allah onu seçip size üst olarak gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 248. Nebileri onlara şöyle söyledi "Onun mülk ve saltanatının belirtisi o Tâbûtun size gelmesidir. Onun içinde Rabb’inizden bir huzur, Hârun hanedanının, Mûsa hanedanının bıraktığından bir kalıntı vardır, Onu melekler taşır. Eğer iman sahipleri iseniz, bunda sizin için elbette bir ibret vardır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 249. Tâlût, askerleriyle yola çıkınca dedi ki "Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. O halde, ondan içen benden değildir. Ama onu tatmayan bendendir. Eliyle bir avuç alan kişi başka." Bunun ardından, pek azı müstesna olmak üzere ondan içtiler. Nihayet o ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçtiklerinde şöyle dediler "Bugün bizim Câlût’a ve ordusuna karşı hiç bir gücümüz yoktur." Allah’a kavuşacaklarını düşünenler ise şöyle konuştular "Sayıca az nice topluluk vardır ki, sayıca çok nice topluluğa Allah’ın izniyle galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 250. Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle yakardılar "Ey Rabb’imiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere sağlam bastır. Ve küfre sapanlara karşı bize yardım et." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 251. Nihayet Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Ve Dâvud Câlût’u öldürdü. Ve Allah, Dâvud’a mülk/saltanat ve hikmet verdi. Ve ona dilediği şeylerden öğretti. Eğer Allah’ın, bazı insanları diğer bazılarıyla savması olmasaydı, yeryüzü bozguna uğrardı. Ama Allah âlemlere karşı çok lütufkardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 252. İşte bunlar Allah’ın ayetleri. Onları sana hak olarak okuyoruz. Yemin olsun ki sen, gönderilen elçilerdensin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 253. İşte resuller! Biz onların bazısını bazısına üstün kılmışızdır. Allah, onlardan bazısıyla konuşmuştur. Bazılarını da derecelerle yüceltmiştir. Meryem oğlu İsa’ya açık ayetler verdik ve onu Ruhulkudüs’le güçlendirdik. Allah dileseydi, onların ardından gelenler, açık-seçik mesajlar kendilerine ulaştıktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak tartışmaya girdiler de içlerinden bazısı iman etti, bazısı küfre saptı. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ne var ki, Allah dilediğini yapıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 254. Ey iman edenler! Alış-verişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızktan infak edip dağıtın. Küfre sapanlar zalimlerin ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 255. Allah’tan başka ilâh yok. Hayy’dır O, sürekli diridir; Kayyûm’dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O’na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O’nun dur. O’nun huzurunda, bizzat O’nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O’nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O’na hiç de zor gelmez. Aliy’dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm’dir O, büyüklüğü sınırsızdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 256. Dinde baskı - zorlama - tiksindirme yoktur. Doğru ve güzel olan, çirkinlik ve sapıklıktan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah’a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 257. Allah, iman sahiplerinin Velî’sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 258. Allah kendisine mülk ve saltanat verdiği için, Rabb’i hakkında İbrahim’le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti "Benim Rabb’im odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti "Ben de hayat veririm, hem de öldürürüm." İbrahim, "Allah, güneşi doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 259. Ya şu kişi gibisini görmedin mı? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti "Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. "Ne kadar bekledin?" demişti, "Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim." dedi. "Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara." İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o. "Allah’ın her şeye kadir olduğunu biliyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 260. Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı "Rabb’im, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için..." Allah dedi ki "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındır, alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz’dir, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 261. Mallarını Allah yolunda infak edip harcayanların durumu, yerden, her başağında yüz tane bulunan yedi başak çıkarmış bir taneye benzer. Ve Allah, dilediği kişi için daha da artırır. Allah Vâsi’dir, yaratışını ve yarattıklarını genişletir. Alîm’dir, her şeyi en iyi biçimde bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 262. Mallarını Allah yolunda harcayıp sonra bu harcadıklarına bir eziyet ve başa kakma eklemeyenlerin, Rableri katında kendilerine has ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 263. Güzel, yapıcı bir söz, bir bağışlama, ardından bir eziyet gelen sadakadan daha üstündür. Allah Ganî’dir, cömertliğine sınır yoktur; Halîm’dir, hoşgörüsüne sınır yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 264. Ey iman sahipleri! Allah’a ve âhıret gününe inanmadığı halde, insanlara riya için malını infak eden kişi gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve eza etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak varken tepesine şiddetli bir yağmur inip kendisini cascavlak bırakmış yalçın bir kayanın haline benzer. Böyleleri, kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. Allah, küfre sapan bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 265. Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak ve öz benliklerindekini kökleştirmek için infakta bulunanlara gelince, onların durumu kendisine bol yağmur isabet edip de ürününü iki kat veren bir bahçenin durumuna benzer. Böyle bir bahçeye bol yağmur düşmese de bir çisenti, bir nem bile yetişir. Allah, yapmakta olduklarınızı tam bir biçimde görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 266. Herhangi biriniz ister mi ki; altından ırmaklar akan, içinde her tür meyvası olan, hurmalardan,üzümlerden oluşmuş bir bahçesi bulunsun, kendisinin güçsüz-çaresiz yavruları da olsun ve bu haldeyken üstüne ihtiyarlık çöksün, tam bu sırada o bahçeye alevli bir bora isabet etsin de bahçe, baştan başa yansın. Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye ve derinden derine düşünebilesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 267. Ey iman sahipleri! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkarmış olduklarımızın temiz ve güzellerinden infak edin. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmadığınız pis/bayağı şeyleri vermeye kalkmayın. Bilin ki Allah Ganî’dir, cömertliğine sınır yoktur; Hamîd’dir, bütün övgülerin sahibidir/övgüye layık olanları gereğince över. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 268. Şeytan sizi fakirlikle korkutur, sizi görünür görünmez çirkinliklere sürükler. Allah ise size kendisinden bir bağışlanma ve lütuf vaat eder. Allah, Vâsi’dir, Alîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 269. O, hikmeti dilediğine verir. Ve kendisine hikmet verilmiş olana çok büyük bir hayır verilmiş demektir. Gönlünü ve aklını çalıştıranlardan başkası düşünüp anlayamaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 270. Hayır olarak harcadığımız, adak olarak adadığınız her şeyi, Allah mutlaka bilir. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 271. Sadakaları açıklarsanız bu da güzeldir. Ama onları gizler ve yoksullara bu şekilde verirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır; günahlarınızdan bir kısmını örter. Allah, Habîr’dir, yapmakta olduklarınızdan gereğince haberi vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 272. Onların iyiyi ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini/dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan Allah’tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah’ın yüzünü arzulama dışında bir şey için infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 273. İnfak edilenler, Allah yolunda kapanıp kalmış, yeryüzünde dolaşamaz olmuş yoksullar içindir. İffet ve onurları yüzünden, cahiller bunları, zengin kişiler sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ve yırtıklık ederek, insanlardan bir şey istemezler. Nimet ve imkândan infak ettiğiniz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 274. Mallarını; gece ve gündüz, gizli ve açık infak edenler var ya, işte onlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır. Korku yoktur onlar için; tasalanmayacaklardır onlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 275. O ribayı yiyenler, şeytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu böyledir, çünkü onlar, "Alış-veriş de riba gibidir." demişlerdir. Oysa ki Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabb’inden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah’a kalmıştır. Yeniden ribaya dönene gelince, böyleleri ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 276. Allah, ribadan beklenen artışı mahveder, sadakalar karşılığında artışlar getirir. Allah, nankörlüğe batmış günahkârların hiç birini sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 277. İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üreten, namazı kılan, zekatı verenler için Rableri katında kendilerine özgü ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için. Tasalanmayacaklardır onlar... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 278. Ey iman sahipleri, Allah’tan korkun. Ve eğer inanıyorsanız ribadan geri kalanı bırakın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 279. Eğer bunu yapmazsanız Allah ve resulünden bir harp ilanını duymuş olun. Tövbe ederseniz, mallarınızın esasları/ana paralarınız sizindir; ne zulmeden olursunuz ne de zulme uğratılan. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 280. Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 281. Korkun o günden ki, onda Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra her benliğe kazanmış olduğu tam bir biçimde verilecektir. Onlar hiç bir zulme uğratılmayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 282. Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb’inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah’tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 283. Eğer yolculuk halinde olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan rehinler yeter. Birbirinize güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti ödesin; Rabb’i olan Allah’tan korksun. Tanıklığı gizlemeyin. Onu gizleyen, kalbi günaha batmış/kendi kalbine kötülük etmiş biridir. Allah, yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 284. Göklerdekiler de yerdekiler de yalnız Allah’ındır. İçlerinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah, ondan sizi hesaba çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah Kadîr’dir, her şeye gücü yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 285. Resul, Rabb’inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah’a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah’ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb’imiz. Dönüş yalnız sanadır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 286. Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb’imiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb’imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabb’imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ’mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 1. Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah’tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb’dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Allah’ın sizin için ayakta durma aracı yaptığı mallarınızı kendini bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden onlara rızık ayırın, onları giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz söyleyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz kılınmış bir nasip olarak kadınlara da bir pay vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Ürperip titresin o kimseler ki, kendi arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah’tan korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah’tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden herbirine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah’tan bir öneridir bu. Allah Alîm’dir, Halîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve onun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Kim de Allah’a ve onun resulüne isyan eder, Allah’ın sınırlarını da aşarsa, Allah onu, içinde sürekli kalıcı olarak ateşe sokar. Artık onun için yere batırıcı bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah Tevvâb’dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm’dir, merhametine sınır yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Allah’ın, kabulünü üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de çok geçmeden tövbe edenler içindir. Allah, işte böylelerinin tövbesini kabul eder. Allah Alîm’dir, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Yoksa, kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde, "işte şimdi tövbe ettim" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Ey iman edenler! Kadınlara, zor ve baskı kullanarak mirasçı olmanız size helal olmaz. Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp götürmek için onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir fuhuş yapmaları hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan tiksindinizse olabilir ki, siz bir şeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok hayır koymuş olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Bir zevcenin yerine başka bir zevce almak istemişseniz onlardan birine yükler dolusu mal vermiş olsanız da o maldan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek, açık bir günah işleyerek mi geri alacaksınız onu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Hem o malı nasıl alırsınız ki? Daha önce birbirinizle derinden derine kaynaşmıştınız. Ve onlar sizden çok sağlam bir söz de almışlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Geçmişte kalanlar hariç, babalarınızın nikâhlamış olduğu kadınlarla evlenmeyin. Böyle bir şey açık bir edepsizlik, nefret gerektiren bir kötülüktür. Çirkin bir yoldur bu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah’ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Allah size açık-seçik bildirmek istiyor. Sizi, sizden öncekilerin yol ve yöntemlerinden haberdar ediyor. Size tövbe nasip ediyor. Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Allah sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlarsa sizin büyük bir sapışla sapmanızı isterler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Allah size hafiflik getirmek istiyor. Çünkü insan çok zayıf yaratılmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Ey inananlar! Mallarınızı aranızda bâtıl bir yolla/tutarsız bahanelerle yemeyin. Kendi hoşnutluğunuzla gerçekleşmiş bir ticaret olursa başka. Kendi canlarınıza kıymayın/intihar etmeyin. Hiç kuşkusuz, Allah, size karşı çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Kim düşmanlık ve zulümle intihar günahını işlerse onu ateşe sokacağız. Bu, Allah için çok da kolaydır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Allah’ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah’tan, O’nun lütfunu isteyin! Allah, herşeyi iyice bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin/anlaşmalarınızın akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah’ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından endişe ederseniz, bir hakem erkek tarafından, bir hakem de kadın tarafından gönderin. Bunlar, barıştırmak isterlerse Allah, kadınla erkeğin aralarını düzeltmede onları başarılı kılacaktır. Allah Alîm’dir, her şeyi bilir; Habîr’dir, her şeyden haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Allah’a kulluk edin. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Böyleleri cimriliğe saparlar, insanlara cimriliği emrederler ve Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği şeyi saklarlar. Nankörler için biz, rezil edici bir azap hazırladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Bunlar, Allah’a ve âhiret gününe inanmazlar da halka gösteriş olsun diye mallarını dağıtırlar. Arkadaşı şeytan olan için ne kötü arkadaştır o. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Ne olurdu onlara, Allah’a ve âhiret gününe inanıp da Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan öyle dağıtsalardı! Allah onları bilmekteydi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat artırır ve kendi katından da büyük bir ödül verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Her ümmetten bir tanık getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak diktiğimizde iş nice olacak?! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Bir gündür ki o, küfre sapıp resule isyan edenler toprağa karışıp gitmeyi isteyecekler ve Allah’tan hiçbir sözü gizleyemeyecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv’dür, günahları affeder, Gafûr’dur, hataları bağışlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Kendilerine Kitap’tan bir nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar da istiyorlar ki, siz de yolu şaşırasınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Allah sizin düşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost olarak, Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırırlar; din içinde sövgüler üreterek, dillerini eğip bükerek "Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar güder gibi güt bizi" derler. Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak bize!" demiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı ve daha yerinde olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı hariç, iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Ey kendilerine kitap verilenler! Biz bir takım yüzleri silip arkalarına çevirmeden, yahut Cumartesi Ashabı’nı lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden önce, yanınızda bulunanı tasdikleyici olarak indirdiğimize inanın. Allah’ın emri yerine getirilmiş olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah’a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Bakmaz mısın, şu benliklerini ak, berrak gösterip duranlara! Hayır! İş, sandıkları gibi değil. Ancak Allah, dilediğini temizleyip aklar. Ve bir hurma lifi kadar zulme uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Bir bak, nasıl yalan düzüp iftira ediyorlar Allah’a! Açık günah olarak bu yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Görmedin mi şu kendilerine Kitap’tan bir pay verilmiş olanları? Puta, tâğuta inanıyorlar; küfre batmışlar için, "Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır!" diyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. İşte bunlardır, Allah’ın kendilerine lanet ettiği. Allah’ın lanetlediği kişi için bir yardımcı asla bulamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Yoksa mülk ve yönetimden bir nasipleri mi var? Eğer öyle olsa, insanlara bir çekirdek bile vermezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Yoksa insanları, Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar mı? Evet biz, İbrahim Ailesi’ne de Kitap’ı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük bir mülk de lütfetmiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Onlardan bir kısmı ona inanmıştır; bir kısmı da ondan alıkoymaktadır. Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatsınlar diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Azîz ve Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Hep orada kalacaklardır, sonsuza dek. Orada kendileri için tertemiz eşler de olacaktır. Ve onları, en güzel biçimde serinleten bir gölgeye kavuşturacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî’dir, çok iyi duyar; Basîr’dir, çok iyi görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Ey iman sahipleri! Allah’a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız, onu Allah’a ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını sanarken, inkâr etmekle emrolundukları tağutu aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Kendilerine, Allah’ın indirdiğine ve resule gelin denince, o ikiyüzlülerin senden iyice yüz çevirdiklerini görürsün. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Peki, nasıl oluyor da ellerinin hazırladıkları yüzünden başlarına bir musibet çöktüğünde, sana gelip, "Biz sadece iyilik yapmak, barıştırmak istedik!" diye Allah’a yeminler ediyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Allah bunların kalplerindekini biliyor. Artık aldırma onlara; öğüt ver kendilerine ve öz benlikleri hakkında etkili sözler söyle onlara. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Biz hiçbir resulü, Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah’tan af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah’ı tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Hayır, Rabbine yemin olsun ki iş, onların sandığı gibi değil. Onlar, aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman etmiş olamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Eğer onlar üzerine, "Kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama onlar kendilerine öğütleneni yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu hem de ömürlü olmaları bakımından daha yarayışlı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Ve onları dosdoğru bir yola elbette kılavuzlardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Allah’a ve resule itaat eden kişilere gelince, bunlar, Allah’ın kendilerine nimet verdikleriyle beraberdirler. Peygamberlerle, hak dostlarıyla, şehitlerle, hayır ve barışı sevenlerle. Ne güzel dosttur bunlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Böylesi bir beraberlik Allah’ın lütfudur. Herşeyi bilici olarak Allah yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Ey inananlar! Savunma tedbirlerinizi alın. Gerektiğinde de bölükler halinde hareket geçin yahut toplu halde savaşa çıkın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. İçinizden öylesi de var ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir musibet gelip çatarsa şöyle diyecektir "İyi ki onlarla birlikte şehit olmadım. Allah bana lütufta bulundu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Eğer size Allah’tan bir lütuf erişirse o -sizinle kendisi arasında hiçbir sevgi yokmuş gibi- şöyle diyecektir "Keşke ben de onlarla olsaydım da büyük bir başarı kazansaydım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. İman edenler Allah yolunda savaşırlar; küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok zayıftır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah’tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalayacaktır. Titizlikle korunan muhteşem kulelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik isabet ettiğinde, "Bu, Allah katındandır!" derler. Ama kendilerine bir kötülük dokunduğunda, "Bu senin yüzündendir." derler. De ki "Hepsi, Allah katındandır." Şu topluluğa ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah’tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Resule itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Yan çizen çizsin, biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. "Baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında, içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların sabahlara kadar kurup durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah’ı vekil et. Vekil olarak Allah yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Kur’an’ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah’ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız/pek az işiniz hariç şeytanın ardısıra giderdiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Allah yolunda savaş. Kendinden başkasından sorumlu değilsin. İnananları da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün, cezalandırmada daha güçlüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardır. Kim kötü bir şeye aracı olursa ondan da ona bir pay vardır. Allah herşeye, herkese gıda ulaştırır, Mukît’tir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Bir selam ile selamlandığınızda, onun daha güzeliyle yahut aynısıyla karşılık verin. Hiç kuşkusuz Allah Hasîb’dir, herşeyi güzelce hesaplamaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Allah’tır O, ilah yoktur O’ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan kıyamet gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. Hadis/söz bakımından, Allah’tan daha sadık kim olabilir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah’ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah’ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Onlarla eşitlenesiniz diye kendilerinin küfre saptığı gibi küfre sapmanızı istediler. O halde, Allah yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Bir daha da onlardan ne dost edinin ne de yardımcı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Diğer bazılarını da bulacaksınız ki, hem sizden emin olmak hem de kendi toplumlarından emin olmak isterler. Ama fitneyle yüz yüze getirildiklerinde başaşağı içine dalarlar. Bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barışa gitmezler ve ellerini sizden çekmezlerse onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün. İşte böylelerinin üstüne gitmeniz için size açık bir izin ve kuvvet verilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Yanlışlık hali müstesna, bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Yanlışlıkla bir mümini öldürenin, özgürlüğü elinden alınmış bir mümini özgürlüğüne kavuşturması, ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya varılacak tatmin edici bir diyet vermesi gerekir. Vârislerin, diyeti bağışlaması hali müstesna. Eğer öldürülen, mümin olmakla birlikte size düşman bir topluluktan ise o zaman öldürenin, özgürlüğünden yoksun bir mümini özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Öldürülen, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir toplumdan ise o durumda, öldürülenin ailesine tatmin edici bir diyet verme yanında, hürriyetinden yoksun bir mümini hürriyetine kavuşturmak da gerekli olur. Bunlara imkân bulamayan, Allah’a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutar. Allah, gereğince bilendir, hikmeti sonsuzdur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Bir mümini kasten öldürene gelince, onun cezası içinde sürekli kalmak üzere cehennemdir. Allah gazap etmiştir böylesine, lanetlemiştir onu; çok büyük bir azap hazırlamıştır ona. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Ey iman edenler! Allah yolunda gaza için dolaştığınızda, iyice anlayıp dinleyin de size selam verene/barış teklifi sunana "Sen mümin değilsin!" demeyin. İğreti hayatın menfaatine göz dikiyorsunuz ama Allah katında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz ama Allah size lütufta bulundu. O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama cihat edenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler "Neredeydiniz siz?" Cevap verdiler "Yeryüzünde ezilip horlananlardandık biz." Melekler dediler ki "Allah’ın yeryüzü geniş değil miydi ki orada bir yerden bir yere göçesiniz?" İşte böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Kadınlardan, erkeklerden, yavrulardan hiçbiri beceri gösteremeyen, hiçbir yol bulamayanların durumu farklıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Bunların, Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı harekete girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da bulur. Ve her kim, evinden Allah’a ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun ödülünü vermek Allah’a düşer. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki, küfre batanlar sizin için açık bir düşmandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah’ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Düşman topluluğu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Siz sıkıntıya düşüyorsanız, hiç kuşkusuz tıpkı sizin gibi onlar da sıkıntıya düşüyorlar; ama siz, Allah’tan onların umamayacağı şeyleri umuyorsunuz. Allah Alîm’dir, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap’ı sana, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Allah’tan af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Öz benliklerine hainlik edenler için didinip durma. Çünkü Allah, sürekli hainlik eden günahkârı sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. İnsanlardan gizleniyorlar/gizliyorlar da Allah’tan gizlenmiyorlar/gizlemiyorlar. Oysaki O, O’nun hoşlanmadığı sözü gece boyu sarfederlerken onlarla beraberdir. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Diyelim, siz onlar için dünya hayatında mücadele verdiniz. Peki, kıyamet günü Allah’a karşı onlar için kim mücadele verir, onlar hakkında kim vekillik yapar? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah’tan af dilerse Allah’ı çok affedici, çok merhametli bulur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Günah kazanan onu kendi nefsi aleyhine kazanır. Allah Alîm ve Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Kim bir hata yahut günah işler de sonra onunla bir suçsuzu itham ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. Eğer Allah’ın senin üzerindeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni şaşırtmaya mutlaka yeltenecekti. Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar. Ve sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah sana Kitap’ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah’ın senin üzerindeki lütfu çok büyüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, bir sadakaya, bir iyiliğe ve insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle bir şeyi Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok büyük bir ödül vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Erdirici kılavuzluk kendisine ayan-beyan geldikten sonra, resulden kopup müminlerin yolunun dışını izleyeni biz, yöneldiğiyle kaynaştırır, sonra da cehenneme sallarız. Ne kötü bir dönüş yeridir o! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah’a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Allah’ın berisindekilere davet/dua edenler sadece dişilere/dişileşmiş halde davet/dua ederler. Ve onlar inatçı bir şeytandan başkasına çağırıp yakarmıyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o "Senin kullarından belirli bir pay elbette alacağım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. "Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah’ın yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler." Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. Bunların varacakları yer cehennemdir. Ve cehennemden kaçıp kurtulacak bir yer bulamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Sonsuza değin kalacaklardır orada. Allah’ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah’tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. İş ne sizin kuruntularınızla/hurafelerinizle/anlamını bilmeden okuyuşlarınızla ne de Ehlikitap’ın kuruntuları/hurafeleri/anlamını bilmeden okuyuşlarıyla çözülür. Kötülük yapan onunla cezalandırılır. Ve böyle biri, kendisi için Allah dışında ne bir dost bulur ne de bir yardımcı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. Güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim’in milletine uyarak yüzünü Allah’a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim’i dost edinmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah’ındır. Allah Muhît’tir, her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. Kitap’ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. Eğer bir kadın kocasının sadakatsızliğinden, yahut kendisine sırt çevirmesinden endişe ederse aralarını bir barış girişimiyle düzeltmelerinde kendileri için bir sakınca yoktur. Ve barış hep hayırdır. Nefisler, cimrilik ve doymazlığa hazır hale getirilmiştir. Güzel davranır, sakınıp korunursanız Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. Tutkunluk derecesinde isteseniz de kadınlar arasında adaleti sağlamaya asla güç yetiremezsiniz. O halde tam bir eğilimle bir yana yönelip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Barışı esas alıp sakınırsanız, Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. Eğer ayrılırlarsa Allah, geniş nimetinden her birini zenginleştirir. Allah Vâsi’dir, genişler ve genişletir; Hakîm’dir, hikmeti sınırsızdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız Allah’ındır. İnan olsun, hem sizden önce kitap verilenlere hem de size, "Allah’tan sakının!" diye önerdik. Nankörlüğe saparsanız şu bir gerçek ki, göklerdekiler de yerdekiler de Allah’ındır. Allah Ganî’dir, zenginliğine sınır yoktur; Hamîd’dir, övülen ve övendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. Hem göklerdekiler hem yerdekiler Allah içindir. Vekil olarak Allah yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. Ey insanlar! O dilerse sizi ortadan kaldırır, başkalarını getirir. Allah buna gerçekten Kadîr’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de âhiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 136. Ey iman edenler! Allah’a, onun resulüne, resulüne indirmiş olduğu Kitap’a, daha önce indirmiş olduğu Kitap’a inanın. Kim Allah’ı, O’nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa gömülmüş olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 137. Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 138. İkiyüzlülere şunu muştula Kendileri için korkunç bir azap öngörülmüştür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 139. Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah’ındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 140. Allah, Kitap’ta size şunu da indirmiştir Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız. Hiç kuşkusuz Allah, münafıklarla kâfirleri cehennemde biraraya getirecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 141. Sizi gözetleyip duruyorlar. Allah’tan size fetih nasip olursa, "sizinle birlikte değil miydik" diyecekler. Kâfirlere bir nasip ulaşırsa şunu söyleyecekler "Başarınıza destek vermedik mi, müminlere karşı size siper olmadık mı?" Artık kıyamet günü aranızda Allah hükmedecektir. Allah, müminler aleyhine kâfirlere bir yol asla nasip etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 142. Şu bir gerçek ki, ikiyüzlüler hileler düzerek Allah’ı aldatmaya uğraşıyorlar. Ama Allah da onları aldatıyor. Onlar namaza kalktıklarında tembel-miskin bir halde kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Onlar Allah’ı çok az hatırlarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 143. Arada bocalayıp dururlar. Ne şunlardan yanadırlar ne bunlardan yana. Allah’ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 144. Ey iman sahipleri! Müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a açık bir kanıt mı vermek istiyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 145. Şu da bir gerçek ki ikiyüzlüler, ateşin en alt katındadırlar. Onlar için bir yardımcı asla bulamayacaksın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 146. Ancak tövbe edip hallerini düzelterek Allah’a yapışan ve dinlerini samimiyetle Allah’a özgüleyenler müstesnadır. İşte böyleleri, müminlerle beraber olacaktır. Ve Allah, müminlere yakında çok büyük bir ödül verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 147. İnanır şükrederseniz, Allah size azabı ne yapacak? Allah da teşekkür eder, O herşeyi gereğince bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 148. Allah çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Zulme uğratılan kişi müstesna. Allah Semî’dir, Alîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 149. Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir kötülüğü affederseniz, Allah da çok affedicidir, herşeye güç yetirendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 150. Onlar ki Allah’ı ve O’nun resullerini inkar ederler, Allah’la O’nun resulleri arasını açmak isterler de "bir kısmına inanırız, bir kısmını inkâr ederiz" derler; böylece imanla inkâr arasında bir yol tutmak isterler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 151. İşte bunlar gerçek kafirlerdir. Ve biz, kâfirler için yere batırıcı bir azap hazırladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 152. Allah’a ve O’nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 153. Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa’dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki "Allah’ı bize açıktan göster." Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa’ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 154. Kesin söz vermeleri için Tûr’u üzerlerine kaldırdık ve onlara "Kapıdan secde ederek girin." dedik. Onlara şunu da söyledik "Cumartesi gününde azgınlık yapmayın." Onlardan sapasağlam bir söz almıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 155. Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "kalplerimiz kılıflıdır" demeleri yüzündendir. Doğrusu, Allah küfürleri yüzünden kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 156. Küfürleri yüzünden, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 157. "Biz, Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 158. Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti. Allah Azîz’dir, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 159. Ehlikitap’tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 160. Yaptıkları zulümler ve birçok insanı Allah yolundan alıkoymaları yüzünden daha önce kendilerine helal kılınmış tertemiz şeyleri, Yahudilere haram kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 161. Ve ribayı almaları yüzünden -oysaki ondan yasaklanmışlardı- ve haksız yollarla insanların mallarını yemeleri yüzünden onların küfre sapanlarına korkunç bir azap hazırladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 162. Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirelene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı kılıcıdırlar, zekâtı vericidirler, Allah’a ve âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 163. Biz, tıpkı Nûh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyûb’e, Yûnus’a, Hârun’a, Süleyman’a da vahyettik. Dâvud’a da Zebur’u verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 164. Resuller var, hayat ve hatıralarını daha önce sana anlattık; resuller var, hayat ve hatıralarını sana anlatmadık. Allah, Mûsa’ya kelime kelime söz söylemişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 165. Müjdeleyici ve uyarıcı resuller gönderdik ki, elçiler geldikten sonra insanların Allah’a karşı kanıtı olmasın. Allah Azîz’dir, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 166. Şu da var ki, Allah sana indirdiğini, kendi ilmiyle indirdiğine tanıklık eder. Melekler de tanıklık ediyorlar. Zaten tanık olarak Allah yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 167. İnkâr edip Allah yolundan geri çevirenler, dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüşlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 168. İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 169. Cehennem yolu hariç! Sonsuza dek kalacaklardır orada. Allah için çok kolaydır bu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 170. Ey insanlar! Resul size Rabbinizden hakkı getirdi; artık inanın ona ki hayrınıza olsun. Nankörlük ederseniz göklerdekiler de yerdekiler de Allah’ındır. Allah Alîm’dir, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 171. Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem oğlu İsa Mesih, Allah’ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem’e atmıştır. Artık Allah’a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid’dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O’nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 172. Ne Mesih Allah’ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah’a yakınlaştırılmış melekler. Allah’a kulluk ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda haşredecekir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 173. Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah’tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 174. Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, herşeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 175. Allah’a inanıp O’na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 176. Fetva istiyorlar senden. De ki "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor ’Çocuğu olmayan, bir kızkardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kızkardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kızkardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kızkardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kızkardeşin payı kadar verilir.’ Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster yâ eyyuhâ ellezîne âmenû lâ takrabû es salâte ve entum sukârâ hattâ ta'lemû mâ tekûlûne ve lâ cunuben illâ âbirî sebîlin hattâ tagtesilû ve in kuntum ev mardâ alâ seferin ev câe ehadun min-kum min el gâiti ev lâmestum en nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben fe imsehû bi vucûhi-kum ve eydî-kum inne allâhe kâne afuvven gafûran söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın Ey âmenû olanlar! Sarhoş iken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp iken, yolcu olmanız hariç, gusül abdesti alıncaya kadar, namaza yaklaşmayın! Eğer hasta iseniz veya yolculukta iseniz veya sizden biriniz tuvaletten gelmişse veya kadınlara dokunmuş fakat su bulamamışsanız, o taktirde temiz toprağa teyemmüm edin, sonra onu yüzlerinize ve ellerinize mesh edin sürün. Muhakkak ki Allah, günahları affeden, mağfiret edendir. Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an MealiHukuka uygun şekilde nikahla sahip olduklarınız dışında bütün evli kadınlar size haramdır. Bu, üzerinize farz olan Allah'ın buyruğudur. Bunların dışında kalan bütün kadınlar, kendilerine mal varlığınızdan bir kısmını vermeniz ve hukuki olmayan bir ilişki ile değil de evlilik bağı yoluyla hukuka uygun bir şekilde olmak kaydıyla size helaldir. Kendileriyle evlenmek istediğiniz kadınlara hak ettikleri mehirlerini veriniz; ama bu hukuki yükümlülükten sonra bir şey üzerinde serbestçe anlaşmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir; hikmet Okuyan Kur’an Meal-TefsirSağ ellerinizin yeminlerinizin sahip oldukları* hariç, Allah'ın size bir yazısı emri olarak evli kadınlar* da size haram kılınmıştır.* Bunların ötesinde başkasını, namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarınızla mehirlerini vererek istemeniz size helal kılınmıştır. Onlardan yararlanmanıza karşılık, kararlaştırılmış olan mehirlerini verin!* mehir kesiminden sonra bir miktar indirim için karşılıklı anlaşmanızda size herhangi bir vebal yoktur. Şüphesiz ki Allah bilendir, doğru hüküm Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiYeminlerinize/anlaşmalarınıza sahip olanlar hariç, korunmuş/iffetli kadınlara gelince bunlar, ALLAH'ın üzerinize farz kıldığı yasalardır. Bunların dışındakiler, iffetli yaşamanız, zina etmemeniz ve mehirleriyle istemeniz koşuluyla size helaldir. Onlardan hoşlandıklarınıza, bir farz olarak mehirlerini ödeyin. Bu farzı yerine getirirken mehri ayarlamak için karşılıklı anlaşmanızda bir sakınca yoktur. ALLAH Bilendir, Bilgedir.*Ve yeminle sahip olduğunuz kimseler* hariç, muhsenat* kadınlarla da evlenemezsiniz. Bu Allah'ın üzerinize yasasıdır. Bunların dışında kalanlar ise; muhsin olan*, musafihin* olmayanları, mallarınızla almanız size helal kılındı. O halde, onlardan hangisiyle yararlandıysanız*, ücretlerini üzerinde anlaştığınız şekilde verin. Anlaşma yaptığınız miktar üzerinde, karşılıklı olarak değişiklik yapmanızda bir sakınca yoktur. Allah, Her Şeyi Bilen'dir ve En İyi Hüküm Veren' Vakfı Süleymaniye Vakfı MealiHakimiyetiniz altında olan savaş esirleri dışındaki kocalı kadınları nikahlamanız da haramdır. Allah'ın size farz kıldığı budur. Namuslu yaşamanız ve zinadan kaçınmanız şartıyla, bunların dışındaki kadınlarla evlenmeniz helal kılındı ki mallarınız karşılığında onlara talip olasınız. Bunlardan hangilerinden nikah ile yararlanırsanız mehirlerini belirlediğiniz miktarda veriniz*. Mehri belirledikten sonra gönül rızası ile başka bir şekilde uyuşmanızın bir günahı yoktur. Allah bilir, doğru kararlar Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekYanınızda size bağlı olanlar dışındaki evli kadınlar size yasaklanmıştır. Allah, üzerinize böyle yazmıştır. Bunların dışında kalanlar; sağtöreli yaşamanız, zina etmemeniz ve mallarınızla istemeniz koşuluyla helaldir. Onlardan yararlanmanıza karşılık, hak ettikleri ödencelerini artık verin. Bu zorunluluğu yerine getirdikten sonra, karşılıklı olarak hoşnut olduğunuz durumda üzerinize suç yoktur. Kuşkusuz, Allah, Bilendir; Bilgelik ve Adaletle İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’anMeşru şekilde hakkını vererek sahip olduklarınızın dışında, bütün evli kadınlar da haramdır. Bu Allah'ın size talimatıdır. Bunların dışındakilerin tümü, mal varlığınızdan bir kısmını vererek istemeniz, gayr-ı meşru bir ilişkiyle değil de evlilik bağı yoluyla almak şartıyla size helaldir. Kendilerinden yararlandığınız kadınlara mehirlerini bir yükümlülük olarak tastamam verin! Bu yükümlülüğün tesbitinden sonra, başka bir şey üzerinde uzlaşmanızda sizin için bir sorumluluk yoktur. Kuşku yok ki Allah her şeyi bilendir, her hükmünde tam isabet Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiHarpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikahlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıSağ ellerinizin malik olduğu cariyeler dışındaki kadınlardan 'evli ve özgür' olanlarla da evlenmeniz haramdır. Bunlar, Allah'ın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı iffetlerini koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla mehir vererek evlenecek kadın aramanız size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle veya ne kadar yararlandıysanız, onlara ücret mehirlerini tesbit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnud olduğunuz bir şey konusunda üstünüze bir sorumluluk yoktur. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi sadeleştirilmiş Bir de harp esiri olarak elinize geçen cariyeler dışında, evli kadınlarla evlenmeniz Allah yazısı olarak haramdır. Bunların dışındakileri ise, zinadan kaçınıp namuslu yaşamak üzere mallarınızla istemeniz size helal kılındı. O halde hangisiyle nikah ile münasebette bulundunuzsa mehirlerini kendilerine bir farz olarak verin. O mehri kesiştikten sonra aranızda bir değişiklik yapmak hususunda anlaşmanızda da size bir günah yoktur. Her zaman Allah hakkıyla bilen mutlak hüküm Esed Kur'an MesajıMeşru şekilde nikah yoluyla sahip olduklarınız dışında bütün evli kadınlar size haramdır. Bu, üzerinize farz olan Allahın buyruğudur. Bunların dışında kalan bütün kadınlar, kendilerine mal varlığınızdan bir kısmını vermeniz ve gayri meşru bir ilişki ile değil de evlilik bağı yoluyla meşru şekilde almak kaydıyla size helaldir. Kendileriyle evlenmek istediğiniz kadınlara hak ettikleri mehirlerini verin; ama bu meşru yükümlülük üzerinde anlaştıktan sonra başka bir şey üzerinde serbestçe anlaşmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe MealiSavaş esiri olarak sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar da size haram kılındı. Bunlar üzerinize Allah'ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla mehirlerini verip istemeniz size helal kılındı. Onlardan nikahlanıp faydalanmanıza karşılık sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini verin. Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiBir de harb esiri olarak ellerinizde milk bulunanlar müstesna olmak üzere evli kadınlar, işte bütün bunlar size Allah yazısı olarak haram; Bunların maadası ise sifahdan kaçınarak namuslu yaşamak üzere mallarınızla isteyesiniz diye size halal kılındı, o halde hangilerinden nikah ile müstefid oldunuzsa mehirlerini kendilerine verin ki farzdır, o mehri kesişdikten sonra aranızda rızalaştığınızda da size bir cünha yoktur, her halde allah alim, hakim bulunuyorSüleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiSavaşta tutsak olarak ellerinize geçencariyeler dışında, evli kadınlarla evlenmeniz de haramdır. İşte bunlar size Allah'ın yazdığı yasaklardır. Bunlardan ötesini, iffetli yaşamak, zina etmemek şartıyle mallarınızla istemeniz evlenmeniz, size helal kılındı. O halde onlardan yararlanmanıza karşılık, kesilen ücretlerini bir hak olarak onlara verin. Hakkın kesiminden sonra karşılıklı anlaşmak suretiyle kesilenden az veya çok vermenizde üzerinize bir günah yoktur. Allah bilendir, hüküm ve hikmet ellerinizin malik olduğu cariyeler dışındaki kadınlardan 'evli ve özgür' olanlarla da evlenmeniz haramdır. Bunlar, Tanrı'nın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı iffetlerini koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızlamehir vererek evlenecek kadın aramanız size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle veya ne kadar yararlandıysanız, onlara ücret mehirlerini tesbit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnud olduğunuz bir şey konusunda üstünüze bir sorumluluk yoktur. Şüphesiz Tanrı, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i KerimHarb esiri olarak sağ ellerinizin malik olduğu kadınlar mülk-i yemininiz olan cariyeler müstesna olmak üzere diğer bütün kocalı kadınlar la evlenmeniz de size haram edildi. Bu hürmetler üzerinize Allanın farzı olarak yazılmışdır. Onlardan maadası ise — namuskar ve zinaya sapmamış insanlar haalinde yaşamanız şartiyle mallarınızla mehir vermek veya satın almak suretiyle ara yıb nikahla manız için — size halal edildi. O halde onlardan hangisiyle faidelendiyseniz ücretini takdir edildiği vech ile verin. O mehrin mıkdarını ta'yin etdikden sonra aranızda gönül hoşluğu ile uyuşduğunuz şey mıkdar hakkında üstünüze bir vebal yokdur. Şübhesiz ki Allah hakkıyle bilicidir, mutlak hüküm ve hikmet kadınlarla evlenmeniz de. Sağ ellerinizin sahib oldukları müstesna. Bunlar; Allah'ın size farz kıldığı hükümlerdir. Geriye kalanları ise; zinadan kaçınıp iffetli yaşamanız şartı ile mallarınızla istemeniz size helal kılındı. Onlardan yararlandığınızın karşılığı olarak kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Kararlaştırdıktan sonra, aranızda anlaştığınız hususta size bir sorumluluk yoktur. Şüphesiz ki Allah, Alim, Hakim Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe AnlamıCariyeler dışında evli kadınlarla da evlenmeniz haramdır. Bu, Allah'ın size yazısıdır / yasağıdır. Bunların dışında kalan kadınlardan iffetli olup gayri meşru olan sefihliğe sapmadan, mallarınız karşılığında istemeniz size helaldir. Kendilerinden faydalandığınız kadınlara bir farz olan mehirlerini veriniz. Mehrin tespitinden sonra, karşılıklı hoşnut olduğunuz şeylerde size bir günah yoktur. Şüphesiz Allah bilendir, Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiKocası olan kadınlarla da evlenmeniz haramdır, ancak harp esiri olarak eliniz altında bulunan cariyeler bundan müstesnadır. İşte bütün bunlar Allah'ın kesin hükümleridir. Bu sayılanlardan başkalarını, iffetli yaşamak, zina etmemek şartıyla, mal harcayıp mehirlerini vererek nikahlamanız helaldır. Dikkat edin Evlenerek beraberliklerinden yararlandığınız kadınlara, belirlenmiş olan mehirlerini verin, bu bir haktır. Ama belirledikten sonra, aranızda anlaşarak miktarını arttırıp eksiltmenizde size bir vebal yoktur. Allah alim ve hakimdir her şeyi hakkıyla bilir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir.Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an ÇözümüMalik olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar haram kılınmıştır. Bunlar üzerinize Allah'ın yazısıdır farzıdır... Bütün bunların dışında kalanları, "sifah"tan zinadan kaçınarak namuslu yaşamanız için, mallarınızdan sarf ederek nikahlamanız size helal kılındı. Nikahlanarak beraber olduğunuz kadınlara mehrlerini tamamıyla verin. Bundan başkaca karşılıklı anlaşarak daha fazlasını vermenizde de sakınca yoktur. Muhakkak ki Allah Aliym'dir, Hakiym' Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiAyrıca yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları hariç, evli kadınlar... Bunlar, ALLAH'ın üzerinize farz kıldığı yasalardır. Bunların dışındakiler, iffetli yaşamanız, zina etmemeniz ve mehirleriyle istemeniz koşuluyla size helaldir. Onlardan hoşlandıklarınıza, bir farz olarak mehirlerini ödeyin. Bu farzı yerine getirirken mehri ayarlamak için karşılıklı anlaşmanızda bir sakınca yoktur. ALLAH Bilendir, Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anVe sağ ellerinizin sahip olduğu kimseler* hariç, evli kadınlarla da evlenemezsiniz. Bu Allah'ın üzerinize yasasıdır. Bunların dışında kalanlar ise; muhsin olan*, musafihin* olmayanları, mallarınızla almanız size helal kılındı. O halde, onlardan hangisiyle yararlandıysanız*, ücretlerini üzerinde anlaştığınız şekilde verin. Anlaşma yaptığınız miktar üzerinde, karşılıklı olarak değişiklik yapmanızda bir sakınca yoktur. Allah, Her Şeyi Bilen ve En İyi Hüküm Veren' Khalifa The Final TestamentAlso prohibited are the women who are already married, unless they flee their disbelieving husbands who are at war with you. These are GOD's commandments to you. All other categories are permitted for you in marriage, so long as you pay them their due dowries. You shall maintain your morality, by not committing adultery. Thus, whoever you like among them, you shall pay them the dowry decreed for them. You commit no error by mutually agreeing to any adjustments to the dowry. GOD is Omniscient, Most Wise.,The Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationAnd the independent from the women, except those maintained by your oaths; the book of God over you; and permitted for you is what is beyond this, if you are seeking with your money to be independent, not for illicit sex. As for those whom you have already had joy with, then you shall give them their dowries as an obligation. There is no sin upon you for what you agree on after the obligation. God is Knowledgeable, Quran A Reformist TranslationThe women who are already married, except those whom you have contractual rights, God's book is over you; and permitted for you is what is beyond this, if you are seeking with your money to be protected and not for illicit sex. As for those whom you have already had joy with them, then you shall give them their wage as an obligation. There is no sin upon you for what you agree to after the obligation. God is Knowledgeable, Wise.

nisa 24 yaşar nuri öztürk